''Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farklı anlayabilme sağduyusu ver.''
Yaşam soluğumuzun kaynağını soruyorsun
Çok uzun bir hikâyeyi özetlemek gerekirse
Derim ki çıkmış ummanın derinliklerinden
Sonra umman yutuvermiş onu yeniden.
Ve bu iki insan karşılaşınca ve gözleri buluşunca, bütün geçmiş ve bütün gelecek artık tüm önemini yitirir, yalnızca o an, gök kubbe altında her şeyin aynı El tarafından yazıldığı gerçekliği vardır, bu inanılmaz gerçek vardır.
Herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır.
Ne var ki, hiç kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez.
Bir kız çocuğu büyümez, kaç yaşına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez kendini.
Son nefesini içi arzularla, heyecanlarla dolu bir kız çocuğu olarak verir.
"Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun ? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar,bayraklar ve din görüyorsun!"
"Peki sen ne görüyorsun bakalım?"
"İnsan, sadece insan. Seven , acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz ? Düpedüz, sarıl bana dedikten sonra , sarılmanın ne anlamı kalır !