"... Düşünmeyi sever. Kendi düşünceleri başkasınınkilerle aynı bile olsa aykırıymış gibi gözükerek başkasının düşüncelerini öğrenmeyi sevdiğini sanıyorum."
Sayfa 61 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Belki her şey hakikattir. Belki her kavgada bir hak, bir haklı ve bir haksız vardır. Fakat aşkta ne hak, ne haklı, ne haksız, hatta ne de bir hakikat vardır. Onda yalnız bütün bunların yokluğundan var olan bir şey, güzellik vardır."
Sayfa 55 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Seninle dünya ahvalinden konuşuyorduk. Bu vaziyet karşısında sana hislerimden bahsetmemi istemiyordun. Bana kalırsa hiç de ayıp bir şey yapmıyorum. İnsanlar birbirlerine nasıl felaket günlerinde daha çok sokulurlarsa, ben de aynı şeyi yapmıyor muyum?"
Sayfa 53 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Şimdi ne sen varsın ne de bende insan halini görecek göz. Aylardan beri iş arıyorum sevgilim. Eskiden seninle beraber kimseden bir şey çalmadan, korkusuz ve vicdan azapsız bir saadet isterdim. Şimdiyse sensizim. Çalışmasam da görmesem de etrafıma bakmasam da olur. İnsana olur gibi geliyor ama olmuyor, yine bakıyorum etrafıma. Yine haksızlıkları görüyorum. Yine yalnız kendini düşünenleri etrafımı sarmış buluyorum. Sensiz de yaşanıyormuş sevgilim."
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Bu yeninin güzelliği, başlayan şeyin tazeliği... O sabahki benim halim de öyleydi. İçimde seyahate çıkan insanların üzüntüsü, sevinci vardı. Kalbim daha çok çarpıyordu. Geceyi, pis geceyi atmıştım. Çayır gibi yeşil, diriydim."
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"İnsanı delirten, gerçeğin dışında yaşamaya çalışmak oluyor. Gerçek dehşet verici. İnsanı öldürebilir. Yeterince zamanı olursa kesinlikle öldürür. Gerçek acıdır - bunu sen söylemiştin! Ama insanı delirten yalanlar, gerçekten kaçışlar. Kendini öldürmek istemene neden olan o yalanlar..."
"Onları benimle paylaştığını sanıyordum. Hediye olarak mı verdin? Benim ülkemde yalnızca hediyeler için teşekkür edilir. Diğer nesneleri herhangi bir şey söyleme gereği duymadan paylaşırız."
"Bir ırmakta iki kez yıkanamazsın, yeniden eve dönmek de olanak dışıdır. Bunu biliyordu; aslında bu, dünyaya temel bakışıydı. Ama o, bu geçicilik kabulünden dev kuramını geliştirmişti; buna göre en çok değişebilen şey, en derin sonsuzluktu, ırmakla olan ilişkiniz ve ırmağın kendisiyle ve sizle olan ilişkisi de salt bir özdeşlik yokluğundan hem çok daha karmaşık hem de daha güven verici bir şeydi. Genel Zaman Kuramı eve dönmenin mümkün olduğunu söylüyordu, yeter ki evin şu ana dek hiç bulunmadığınız bir yer olduğunu anlayın."