Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Canan salman

208 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Jacop'un Odası, Virgina Woolf'un deneysel romanıdır. Yazıldığı dönemde ses getiren kitaplarındandır çünkü bilinç akışı tekniğinin izlenimleri var. Jacop Flanders'ın çocukluğundan yetişkinliğine hayat hikayesini, düşüncelerini en çok da penceresinden bakarak gördüklerini anlatır. Hikayeler arasında bir bağlantı yoktur bu nedenle anlaşılması zor bir kitap.
Jacob'ın Odası
Jacob'ın OdasıVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022393 okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Yabancı olmak
Ortada bir cinayet var ancak zanlı işlediği cinayetten ötürü değil de üstü kapalı bir şekilde annesinin cenazesi başında sütlü kahve içtiği için idam cezası alıyor. Albert Camus'nün yaşamın saçmalağına dair düşüncesi sanki bir cisim olarak kitaptan çıkıp, kitabı bitirene kadar yanımızda duruyor. Bizimle yaşayıp birlikte nefes alıyor. Meursault'un eylemlerinin iyi veya kötü olması onun için farketmiyor. Herkesin bilmediği durumlar hakkında bile konuştuğu zamanlarda O söyleyecek fazla bir şeyi olmadığı için susmayı tercih ediyor ve bu onu daha da yabancılaştırıyor. Kitap beni kısa bir süre önce okuduğum Oğuz Atay'ın Tehlikeli Oyunlar kitabındaki Hikmet Benol'a götürdü. Hikmet Benol, Meursault'un aksine çok konuşkan biridir ancak onun da konuştukları ve düşünceleri yabancıdır. Tutunamamış 2 karakter farklı bedenlerde tek bir ruh gibi. Biri için "umut" bir sokağın köşesinde vurulmuştur, diğerinin de "insanlık" kollarında can vermiştir. Okumanızı tavsiye ederim.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,8bin okunma
479 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Kitabı duygulu insanlara, kendini arayıp bulamayanlara, kimseyle geçinemeyenlere, geçinmeye gönlü olmayanlara, en çok da tutunabilmek için her daim sebep arayanlara tavsiye etmiyorum. Kitap insana kendini düşündürüyor sürekli. Bu bir haksızlık. Ben kemdimle burun buruna gelmek istemedimki hiç bir zaman. Geldim de ne gördüm peki; fikren yaşamın kendisini anlamsız bulmama rağmen dışardan gördüğüm insanlar gibi yaşabilmek için kendime sürekli hedefler koyduğumu, hedefime ulaştığımda daha tadını çıkaramadan boşlukta hissedip yeni bir hedefe başladığımı gördüm. Ulaşamadığım hedeflerimde ise gizli bir haz duydum süreç uzadığı için. Peki şimdi ne gerek vardı bunu görmeme. Ben de oyunlarım içinde yaşıyordum. Şimdi nasıl devam etmeli? Üstelik benim derdimi anlatacağım bir Albayım da yok!
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,1bin okunma