Cem Eker

Cem Eker
@Cem_Eker
Tarih Öğretmeni
4 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
O cihanda bu cihanda Ali'ye saydılar bizi ✖️ - Pîr Sultan Abdal
Reklam
Yaşamak; teslim olmadan, boyun eğmeden, el etek öpmeden yaşamaktır. - Nazım Hikmet Ran
Gümüş dere durmaz akar...
Her nefeste mütemadiyen sordular Mustafa Kemal Paşa’ya. O da her seferin de sükunet ile ve kararlılık ile cevapladı; Ordu yok dediler, kurulur dedi. Para yok dediler, bulunur dedi. Düşman çok dediler, yenilir dedi. Ve… Bütün dedikleri oldu.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
282 syf.
·
Puan vermedi
Babailer İsyanı
Babailer İsyanıAhmet Yaşar Ocak
9.3/10 · 125 okunma
Mevâli İslam politikasına karşı Türkler...
Emeviler, Türkistan bölgesindeki Türkler için, “Halife’nin çiftliği” tabirini kullanmışlar ve “savaşta Türkistan bölgesine Türkler geri çekilir ise sakın onları takip etmeyiniz. Onlar Müminlerin Emirinin vergi kaynağıdır. Onların katledilmeleri demek, verginin kaybolması demektir”. Lakin bu söze rağmen Emeviler Türkler ile mücadelesi çok kanlı geçmiş ve Türkler büyük çaplı katliama uğramıştır. Emeviler mütemadiyen Türk bölgelerine baskınlar ve yağmalar yaparak büyük tahribata neden olmuştu. Böylece Türklerde İslam dininine karşı büyük bir ön yargının oluşmasına da dolaylı olarak neden olmuşlardır. Olmaları da çok normaldir. Çünkü o dönem de islam denilen unsur Türkler için, Türk Hatunlarını cariye erlerini ise köle yapmak demekti.
Reklam
377 syf.
·
Puan vermedi
Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606)
Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606)Halil İnalcık
9.1/10 · 2.545 okunma
Biri topal biri kör ama er meydanda gerek...
Timur, Karabağ kışlasında Bayezid’den gelen Osmanlı elçisine, Osmanlılar “dâim Frenklere karşı gaza yaptıklarından”, ona karşı yürümek “Frenklerin kuvvetlerinin artmasına” neden olur, bu nedenle “Rûm diyarı üzerine yürümek” yanlısı değilim yanıtını verdi. Fakat Bayezid’in Karakoyunlu Kara Yusuf’u himaye etmekte ısrarını bir meydan okumak olarak görüyordu. Son kez barış için şu yolları ileri sürdü: 1) Kara Yusuf’u idam 2) yahud Timur’a teslim 3) veyahut yanından uzaklaştırmak. Bunu kabul ederse baba oğul oluruz, gazâlara yardım ederiz dedi ve 7 Şaban 805’te (12 Mart 1402) Karabağ’dan Anadolu’ya hareket etti.
Şark‘da Şâh, Garp‘da Sultan ortada mertlik.
Osmanlı ordusunun Çaldıran Ovası’na gelmesinden sonra Şah İsmail savaş meclisini toplayarak Osmanlılarla yapılacak savaşın stratejisini belirledi. Bu toplantıda Diyarbekir beylerbeyi Ustaclu Muhammet Han oldukça kuvvetli olan Osmanlı ordusuyla yüz yüze savaşmanın yanlış olacağını onların geri dönüş için yola çıkmasını bekleyerek, tam o sırada saldırmalarının doğru olacağını ifade etti. Nur Ali Halife ise Osmanlı ordusunun gücünden bahsederek, saflar henüz yerleşmeden saldırıya geçmeyi önerdi. Durmuş Han bu iki fikre de şiddetle itiraz etti ve Osmanlı Ordusu’nun saflarını yerleştirmesine müsade edilerek mertçe bir savaşın yapılması gerektiğini belirtti. Şah İsmail ve diğer ordu komutanları Durmuş Han’ın bu tekliflerini kabul ettiler. Böylelikle Osmanlı ordusu rahatça ovaya yerleşerek savaş düzeni aldı.
Sayfa 138
Avrupanın aydınlanması. Açılın kapılar Luther’e gidelim :)
Orta Çağ Avrupa’sında biliyoruz ki cennetten arsalar para karşılığı satılırdı(Endüljans). Martin Luther, Roma Katolik Kilisesi’nin Cennet’ten arazi sattığını duyunca, Papa X. Leo’ya 31 Ekim 1517’de bir mektup yazarak cehennemdeki arazilerin satılıp satılmadığını sorar. Olumlu yanıt alan Luther, ertesi gün bütün Saksonya’yı dolaşır, toplayabildiği kadar para toplar. Saksonya Dükü III. Frederick de yüklüce miktarda bağışta bulunur. Paraları toplayan Martin Luther, afaroz edilmeyi de göze alarak soluğu Roma’da alır. Türlü tartışma ve pazarlıklardan sonra tüm Cehennem’in tapusunu üzerine geçirerek ertesi gün elinde bir pankart ile “Değerli Hristiyan cemaati. Roma Katolik Kilisesi’nin satışa çıkardığı Cehennem’e ait tüm arazileri satın almış bulunuyorum. Satın alır almaz, kapısına dev bir asma kilit vurdum ve anahtarı da cebimde. Artık bundan sonra Cehennem’e gitmek yok, zira orası kapalı” der ve Avrupa da yeni özgür ve aydınlıkçı bir çağ başlar.
Hacianestiye cevap.
M. Kemal Paşa siperin içinde ayağa kalktı. Savaş heyacanı ile doluydu. Kabarıp taşarak haykırdı! “Hacianestiii! Nerdesin? Gelde ordularını kurtar”!
Sayfa 643
Reklam
Kendisini çok içki içmekle mi itham ettiler? İçki sofralarını çıkarıp âlemin gözü önüne serdi. Gece eğlencelerine düşkün mü dediler bunları halkla beraber halkın içinde yapmaya başladı.
Sayfa 121
Evet, Mustafa Kemal, muharebeyi -kinsiz, öfkesiz ve korkusuz- bir spor gibi yapardı ve maçlarını kazandıktan sonra defne çelenkleri üzerinde uyumaya dalmayı da hiç sevmezdi. Bütün samimî sporcular gibi, fena kuvvetlere karşı cidalci(savaşçı) mizacının ona emrettiği antremanlara devam ederdi. Günün birinde karşısın da güreşecek kimseyi bulamazsa kendi nefsi ile sessiz bir münakaşaya girerdi.
Sayfa 117
Prof. Dr. Halil İnalcık
Bir Türk gözü ile tarihi yazmak, Türk kaynaklarına göre, en objektif şekilde tarihi yazmak benim hayat hedefim olmuştur. - Şeyh’ül Müverrihin Prof. Dr. Halil İnalcık Hocanın 100. yaş konuşmasından bir alıntı.
“Haçlı Seferleri işte şimdi bitti”
9 Aralık 1917’de, Kudüs’ü ele geçirdiler. Mısır seferi kuvvetleri kumandanı General Edmund Henry Hynman Allenby, 11 Aralık 1917’de resmî bir törenle şehre girdi. Ve birçok kaynağa göre tarihe geçen o sözünü sarf etti: “Haçlı Seferleri işte şimdi bitti.”
Asurların bilinen ilk emperyalizm tekniklerini geliştirmeleri boşuna değildi. Savaşmanın ve boyun eğdirmenin kitabını yazmışlar, sonra da bu kitabı orta doğu halklarına okutmuşlardı.
Sayfa 28
Manes, Aşağı ve Yukarı Mısır’ı birleştirerek ilk hanedanlığın kralı oldu. Bazı Mısır bilimcilerine göreyse Mısır’ı merkezi idare altında birleştiren ilk isim, hemen hemen aynı dönemlerde yaşamış Kral Narmer’dir. Bu konuda tartışma sürmekte. Bu arada, Yukarı Mısır’ın güneyde, Aşağı Mısır’ın ise kuzeyde olduğunu hatırlatırım. Sanırım Mısırlıların dünyaya bakışı bir hayli farklıymış.
Sayfa 16
Reklam
Resim