Bütün hevesim, tekrar yüzüme çarpmış, beni tokatlayarak rüzgarın peşine takılıp terk etmişti. Kötü hissetmekten de kötüydü. Belki de asıl kötü his, buydu. Umutsuz, hevessiz ve bomboş hissetmek...
Biriyle tanıştığımızda onun sadece dış çizgilerini görürüz. İçini kendi beynimizdeki renklerle doldururuz. Ve karşımızdaki kişi artık bizim bir düşüncemizin parçası olur. Ve aslında âşık olduğumuzu sandığımız şey de tam olarak budur. Bir düşüncenin parçası...