Ah, insanlar birbirleri hakkında en temel şeyleri bile bilmiyorlar.
Birbirlerini zerre anlamadan en iyi arkadaş olduklarını sanıyorlarlar. Yaptıkları hatayı asla anlamadan sürdürüyorlar yaşamlarını ve aralarından biri ölünce ardından konuşma yaparken ağlıyorlar.
İnsanlar onur ve sadakate övgüler yağdırır ancak insan çabasının yegane odak noktası bireydir. Bireyin ötesinde de bir başka birey vardır. Toplumun esrarengizliği; okyanus olan toplum değil, bireydir.
Toplum dediği tam olarak neydi? İnsanın çoğulu mu? Toplum denen şey tam olarak nerede bulunuyordu? Tüm hayatımı toplumdan korkarak, onu güçlü, ürkütücü ve korkutucu bir şey olarak hayal ederek yaşamıştım. Toplum dediğin şey sen değil misin?
"Size bakarken şaşırıyorum doğrusu. İşiniz gücünüz işkembenizi şişirmek, onu bunu kazıklamak, sonra da görgülü insan pozunda toplantılara katılmak... Aslında birbirinize saygınız yok, sahte kibarlık hepsi. Sizin amacınız nedir? Ben dürüst bir yaşam kurmaya çalıştım ama böyle bir yaşam yok. Bunu henüz ararken çamura battım. Dürüst bir insan sizlerin arasında yaşamayaz. Sizler dürüst insanları batağa sürüklersiniz. Yargıçlar, yasa yapanlar, patronlar hep sizlerden çıkıyor. Ama aslında ikiyüzlü ve korkaksınız... "
-Tok açın halinden anlamaz.
-Saçma! Çok iyi anladıkları için böyle zalimdirler. Eğer bu toklar namuslu olsalar iyi. Ama hem karınları tok hem dolandırdıcı olanlar nasıl adalet dağıtabilirler."
Her geçen dakika başka yeni bir olaya gebeydi. Yaşam, feryatların çeşidi, hareketinin yorulmak bilmeyişi ve bitmek tükenmek bilmeyen yaratma gücüyle zihinleri durmaksızın şaşırtıyordu.
"Tüccar, işçi ve müşteriler arasında durur. Mallara bir damla olsun değer katmadan fiyatlarını yükseltir. Ticaret yasallaştırılmış bir hırsızlıktan başka bir şey değildir."
"Kimse ne bütünüyle iyi, ne bütünüyle kötüdür. Şunu söylemek istiyorum. Eğer bir insan kötüyse iyi bir tarafı da vardır. Ya da iyiyse kötü bir tarafı da vardır. Hepimizde az buçuk kötü bir şeyler var sanırım. Hepimizde..."
"İnsanlar her şeyi fazla görürler. Kadını bir çeşit hizmet hayvanı ya da bir at gibi görürler. Ama kadın herkes gibi insandır, kendi fikirleri vardır. Bunu çoğu erkekler kabul etmezler. Köle gibi kullanırlar."