"Geçmişe hiç saygınız yok mu? Ata annelerinizin düşündüklerine ya da inandıklarına?"
"Elbette hayır," dedi. "Neden olsun ki? Onlar çoktan gitti. Ayrıca bizim bildigimizden daha az şey biliyorlardı. Eğer geçmişimizin ötesine geçememişsek ona layık değilizdir; ve bizleri geçmesi gereken çocuklarımıza da layık olamayız."
Sanırım yolda kayboldular, Kimler, Mutlu günler, Beni olduğumdan daha umutsuz bırakacaksınız, Çöktüklerinde bile yürümeye devam eden insanlar vardır, siz de onlardan birisiniz...
Özür dilerim, çok yorgunum. Aslında yorgun doğru sözcük değil, hani insan düş gördüğünü bilir, uyanmak ister ama uyanamaz ya; işte ben şu anda öyleyim.
Benim gözümde hınzırlık, karanlık ve çirkin güçlere karşı en pırıltılı silahtır. Hınzırlık beyim, eleştirinin ruhudur ve eleştiri ilerlemenin ve aydınlanmanın özünü sağlar.