Daima dünyadan kaçacağım, ama bir manastıra değil.Ya da her akıntının toprakta yolunu bulduğu yere değil, kendimi bulmaya, kendimi unutmaya koşacağım.
Søren Kierkegaard
Nasıl ki insanların köpekler üzerinde bir
varoluş önceliği varsa ve bunu daha ileri bir
evrimleşmeye ve daha yüksek bir bilince sahip
olmaya borçlularsa, kadınların da erkekler
üzerinde böyle bir varoluş hakkı öncelikleri
vardır.
Her erkek derinden derine bir boka yaramadığını bilir. Hayvansı duygularla dolup taşmıştır ve bunun utancı içinde; kendini ifade
etmeyi değil, tam aksine, bütün fizikselliğini,bütün benmerkezciliğini, başka erkeklere karşı duyduğu nefret ve hor görmeyi başkalarından saklamak ister. Başka erkeklerin kendisine karşı hissettiğinden şüphelendiği nefret ve hor görmeden korunmak için, bir yandan da, en ufak bir heyecan ya da duygunun ortaya çıkması karşısında hemen rahatsız olan çok kaba bir sinirsel sisteme de sahip olduğundan, eril, tam bir şahsiyetsizlik sağlayan ve en ufak bir duygunun izinden ve rahatsız edici fikirden arındırılmış bir "toplumsal" yasayı dayatır.