Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Hüseyin kaymaz
Hüseyin kaymaz
@Dostoyevskiiiii
Güzel günler çabuk geçiyor. İçimiz hep bir hoşçakal ülkesi...
Göğe bakalım
15 Ağustos 1996
532 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Memleketin halli malum, her geçen gün kötüye gidiyor.
Ömer Faruk, yurt dışı eğitimini tamamladıktan sonra memleket hasretine dayanamayıp ülkeye gelir ama bırakıp gitti ülke artık o bıraktığı gibi değildir. Yakıldığı mekanlar değişmiş, eski arkadaşları değişmiş, Ömer Faruk'ta her genç gibi iş arayışına gider ama maalesef bu konu da şansı pek yaver gitmiyor.
Ben memletekete yararlı olmak için geri döndüm diyor sürekli ama memeleket sürekli kötüye gidiyor ve karşılaştığı her kötü olayda bacağında bir kasılma oluyor ve bu onu uykusuz bırakıyor sürekli.
Ömer Faruk, insanları ve ülkeyi değiltiremeceği mi anlıyor yoksa kendisiylemi kalmak istiyor bilmem ama huzuru çiftlik evinde buluyor sonunda.
'' Şehirler bana bir tuzak, insan sohpetleri yasak.
Uzak olun benden uzak,
Benim meskenim dağlardır dağlar. ''
Keyifli okumalar..)
Dışımız serseri, içimiz kütüphane.
Kitapların, yasak ve yakıldığı bir dünya düşünün desem eminim herkesin yakın zamanda Türkiye de olan olaylar gelir.
Yazarın apayrı bir dünya kurup muazam bir bilim kurgu örneği sergilediği bu kitapbı okuduğumuz zaman acaba şimdi öyle bir dünyada yaşasaydık biz ne yapardık nasıl davranırdık diye düşünmemizi sağlayan sürekleyici bir eser.
"En büyük mezarı kazacağız ve savaşı içine atıp üstünü örteceğiz."
Umarım haklısın RAY BRADBURY bir gün bu söylediğini tüm dünya olarak algılar ve uygularız.
Herkese keyifli okumalar.. :)
Lanet olası politika, Türkiye gerçeklerini bir kez daha bu kitapta görmüş olduk.
Mustafa Bey, daha çocukluğundan beri kitap okumayı seven hata sevmek demeyelim de kitaplara aşık biri. Hayatı boyunca kitaplarla yatıp kalkan biri çünkü ona göre "Cahilliği ancak kitap okumakla yenebiliriz" diyor ve çok ta doğru diyor. Şans eseri bulunduğu yerin kütüphane müdürlüğüne atanıyor ve asıl olay orda başlıyor.
Etrafındakiler kimse kitap okumuyor neredeyse ve önce bunu değiştiriyor ve halkın kitap okuması için kollarını sıvıyor ve kısa bir sürede başarılı da oluyor.
Daha sonra köyleri düşünüyor oralara da kitap götürmek lazım ama onu nasıl yapacağını bilmiyor. Ve onunda aklına sassayonel bir fikir gelir ve köylere eşekle kitap götürmeye başlar. Bu çabası sonuç verir. Mustafa Bey özelikle çocukların kitap okumasını çok istiyor çünkü "Eğer geleceği kurtarmak istiyorsak, kitapları asıl çocuklara okutacağız."
Daha sonrasında köylülere kooperatifler kurtutuyor ve bölge halkı kısa bir sürede kalkınıyor. Başta dedik ya lanet olası politika ve cahil hükümetler. Mustafa Bey'e kendi çıkarı için kooperatifler kurduğun dair soruşturma açılıyor ve o bunu gururuna yediremeyip emekliliğini istiyor. "Halkın karanlıkta kalmasını isteyenler, araç olarak dini her zaman, her işe kattılar."
Mustafa Bey 'e kimse sahip çıkmadı maalesef.
Mustafa Bey gibi insanlara sahip olmak güzel ama siyasetçilerin Mustafa bey gibi insanlardan haberi olmaması lazım yoksa onların da ayaklarını kaydırırlar.
