Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ebrar Gaye Erdil

Ebrar Gaye Erdil
@EbrarGaye
Per Aspera Ad Astra!
17 Haziran 1998
7 okur puanı
Ağustos 2023 tarihinde katıldı
"Özüme acıyordum."
Anlıyorum. Gürültüsüz patırtısız bir yaşantıya, paraya alıştınız. İnsanlar böyledir zaten! Zavallı oğlunuzu evden atmak kolay. Defolsun da nereye giderse gitsin. Ve kardeşlerim bu sözlerin üzerine, ister inanın ister inanmayın hüngür hüngür ağlamaya başladım. Özüme acıyordum.
Sayfa 124 - AlexKitabı yarım bıraktı
Reklam
İşkence (?)
Gördüğüm en güzel kızsın... - Tek dizimin üzerine çöktüm. - Yüreğimi söküp senin önüne atabilirim. Çiğne dilersen. Elimde bir gül olsa sana sunardım tutkumu tanıtlamak için. Yağmurlu sokaklarda çamura basmanı önlemek için ceketimi önüne sererdim ki güzel, pamuk ayaklarını kirletmeyesin.
Sayfa 115 - AlexKitabı yarım bıraktı
Deneyim
Günde bir sayfa yazarsam şanslı sayılırdım. Birden derdimin ne olduğunu anladım. Hiç deneyimim yoktu. Başımdan hiç aşk macerası geçmemişken, hiç çocuk doğurmamışken, ölen birini bile görmemişken, yaşam hakkında nasıl yazabilirdim?
Sayfa 129 - Esther GreenwoodKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çocuk doğurmak çevremdeki kadınlara ne kadar da basit geliyordu! Neden ben böyle annelik duygusundan yoksun ve uzaktım?
Sayfa 231 - Esther GreenwoodKitabı okudu
Beklentisizlik
Yeniden yatağa girip örtüyü tepeme kadar çektim. Ama bu bile ışığı tam önlemeyince başımı yastığın altındaki karanlığa gömüp gece olduğunu düşündüm. Kalksam ne olacaktı sanki. Olmasını beklediğim hiçbir şey yoktu.
Sayfa 125 - Esther GreenwoodKitabı okudu
Reklam
Evlenmemek ;)
Hep aynı şey oluyordu. Uzaklarda kusursuz bir erkek görüyor ama o erkeğin yakına gelir gelmez hiç de uygun biri olmadığını anlıyordum. Hiç evlenmek istemeyişimin nedenlerinden biri de buydu. Hayatta en son istediğim şey sonsuz güvenceye kavuşmak ve okların atıldığı yay olmaktı. Ben değişiklik ve heyecan istiyordum. Dört Temmuz bayramındaki havai fişeklerden fışkıran rengarenk kıvılcımlar gibi her yöne atılmak istiyordum.
Sayfa 90 - Esther GreenwoodKitabı okudu
Nefret ettiğim bir şey daha varsa, o da insanların kendinizi berbat hissettiğinizi bildikleri halde neşeyle hatırınızı sorup, "İyiyim" demenizi beklemeleridir. "Berbat hissediyorum."
Sayfa 186 - Esther GreenwoodKitabı okudu
Beni tanıyan hiç kimsenin gelemeyeceği bir yerde olmak istiyordum. "Uyuyamıyorum..."
Sayfa 186 - Esther GreenwoodKitabı okudu
Depresyon (son cümle kalbimden vurdu beni)
Yılın önümde uzanan günlerini bir dizi parlak, beyaz kutu gibi görüyordum, bir kutuyu öbüründen siyah bir gölge gibi ayıran şey uykuydu. Yalnız benim için bir kutuyu bir sonrakinden ayıran gölgeler birdenbire kaybolmuştu ve önümde uzanan günleri beyaz, geniş alabildiğine ıssız bir yol gibi görüyordum. Bir gün sonra yine yıkanmak gerekeceğine göre bugün yıkanmak düpedüz aptallıktı. Her şeyi birden, ilk ve son kez yapıp kurtulmak istiyordum.
Sayfa 136 - Esther GreenwoodKitabı okudu
Dışlanmak gibi bir his
İki kişinin birbirine gitgide daha fazla kapılışını seyretmekte moral bozan bir şeyler vardı, özellikle odadaki tek fazla insansan.
Sayfa 22 - Esther GreenwoodKitabı okudu
Reklam
Doğum yapmak
Çocuk doğurmanın başla yolu olup olmadığını sormak içimden gelmedi. Nedense benim için en önemli şey, bebeğin kendi bedenimden çıktığını gözlerimle görüp onun bana ait olduğundan emin olmaktı. Mademki o sancıyı mutlaka çekmek zorundaydım, uyanık kalsam daha iyi olurdu. Kendimi hep doğum masasının üzerinde, her şey olup bittikten sonra dirseklerime dayanmış doğrulurken hayal ederdim; çektiğim dayanılmaz acıdan rengi uçmuş, makyajsız yüzümde ışıltılı bir gülümseme olurdu, belime kadar dökülen saçlarımla, kıpır kıpır, minicik, ilk yavruma uzanır ve adı neyse onu söylerdim.
Sayfa 73 - Esther GreenwoodKitabı okudu
Kusmak ;)
Esaslı bir kusmadan sonra insan kendini genellikle daha iyi hisseder.Biz de kucaklaşıp vedalaştık ve gidip uzanmak için koridorun ters uçlarındaki odalarımıza doğru yürüdük. Birlikte kusmak kadar insanları birbirine yakınlaştıran bir şey yoktur.
Sayfa 50 - Esther GreenwoodKitabı okudu
Kendimi arınmış, kutsanmış ve yeni bir hayata başlamaya hazır hiseetim.
Sayfa 54 - Esther GreenwoodKitabı okudu
Konu kapanmadığı, gündemde kaldığı sürece bu kişiler ne yapacaklarını bilmiyorlardı: Topluma uyup, avazları çıktığınca kurban olduklarını mı haykırsınlar; yoksa kalplerinin derinlerinde olmak istedikleri rolü benimseyip, ahlaksızlık karşısında öfkeli, adaletin yerini bulması ve devletin vakarının sağlanması için endişelenen basit, sıradan yurttaşlar arasında mı yer alsınlar...
Sayfa 145Kitabı okudu
Pencere camına yansıyan, giderek silikleşen görüntümü seyrederken kadehime biraz içki koyuyorum. Kendi gözlerimin önünde silinip gidiyorum sanki- bu sanı hoşuma gidiyor, gülüyorum.
Sayfa 160Kitabı okudu
"Giovanni'yi bırakıp gitmek istiyorsun, çünkü Giovanni sana pis kokular bulaştırıyor. Giovanni'yi aşağılıyorsun, çünkü Giovanni aşkın pis kokusundan korkmuyor. Onu kendi küçük - hepsi bir yalan olan- ahlak kuralların adına öldürmek istiyorsun. Sen - sen bir ahlaksızsın! Sen, hiç kuşkusuz, yaşamımda karşılaştığım en ahlaksız adamsın. Bak, bak bana ne yaptığına. Eğer seni sevmeseydim bütün bunları yapabilir miydin sanıyorsun bana? Senin sevgiye verdiğin karşılık bu mu? "
Sayfa 138 - GiovanniKitabı okudu
Reklam
O anda bir şey oldu beynimin derinliklerinde; gizli bir kapı sessizce açıldı ve korkuya kapıldım: Bu vücuttan, ondan kaçmakla bu vücudun üzerimdeki güçlü etkisini kabullendiğimin, bu etkiyi sürekli kıldığımın farkına varmamıştım o ana dek.
Sayfa 141Kitabı okudu
Aslında banal bir soruydu bu. Zaten aslında yaşamın kendisi de banal değil midir; ve de aslında yaşamı bu kadar zor, çekilmez kılan da bu banalliği değil midir? Hepimiz her şeye rağmen aynı karanlık yolun yolcularıyız, ve de bu yolun en karanlık ve engebeli olduğu zamanlar aslında en parlak göründüğü anlar - kimsenin daima cennet bahçesinde yaşayamayacağı da bir gerçek.
Baba oğul gibi değildik, babamın birçok kez övünerek söylediği gibi; adeta iki kankaydık biz. Sanırım babam bazen buna gerçekten inanıyordu. Bense hiçbir zaman inanmadım. Onun kankası değil, oğlu olmak istiyordum. Aramızdaki "erkekçe yakınlık" gereği konuşulanlar beni eziyor, tüketiyordu. Babalar oğullarının önünde bu denli açık olmaktan kaçınmalıdırlar. Bunu duymak istemiyordum - özellikle de onun ağzından - onun bedeninin de en az benimki kadar günahkar olduğunu bilmek istemiyordum.
Yarayla alay eder Yaralanmamış olan Bak nasıl da Sararıp soluvermiş Tanrıça kederlerden Sen çok daha Parlaksın çünkü Sen tüm göklerdeki Yıldızların ilki Sen aydınlatırsın geceyi...