“Artık her şeyin bittiğini anlayınca duyulan o sonsuz rahatlık…kurtuluş duygusu…Artık aynı yükü taşımak zorunda olmamanın verdiği huzur. Bir gün sizde hissedeceksiniz bu duyguyu…”
Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır. Çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın yardım ve alakasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olamayacağına, hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır.
"Sen kendini güvende hissedebilirsin, gücünün kuvvetinin yerinde olduğunu zannedebilirsin. Fakat bir odada ya da gökyüzünde tamamen tesadüfen gözüne çarpan bir renk tonu, ya da bir zamanlar sevdiğin bir parfümün kokusu derinlerde gizli saklı anıları getirip önüne koyar. Çoktan unutulmuş bir şiirin aniden karşına çıkan bir dizesi, epeydir çalmadığın bir müziğin ezgisi; yaşamımız bu tür şeylere bağlıdır."
"Aşkın ne olduğunu biliyordum. Sarmaşık gibi dolanıyordu etrafınıza. Dünyanın merkezi haline geliyordu. Öyle ki artık hayatınızda olmadığında hayatınız merkezinden ağır bir darbe alıyordu."
Düşünüyordum: Gidersem istikbalimi kaybedecektim, fakat durursam aklımı… Yalnız kaldığım günlerde benim yegâne dostum olan aklımı… Her şeyden fazla sevip beğendiğim akılcağızımı!