Socratesla

Socratesla
@EinSocratesla
İnsanoğlu hiçbir şey hakkında sonsuz bilgiye sahip olamaz ve güzelliğin sırları da en aşağı hayatın sırları kadar derindir; güzelliğin ve hayat dokusunun telleri birbirine dolanmıştır ve bizzat insanın kendisi, gün ışığından, yıldız tozundan, harikalardan örülmüş bu anlaşılmaz dokunun bir parçasıdır.
Sayfa 289Kitabı okudu
Reklam
-Kendini nasıl sevdirdin bana? -Bilmem, galiba seni sevmekle başardım bunu, zira seni öylesine sevdim ki, senin gibi yaşayan nefes alan bir kadının kalbi şöyle dursun, taştan bir yürek bile eriyebilirdi bu aşkın şiddetinden.
Sayfa 269Kitabı okudu
Hayatın çok önemli kuralları vardı. Bu kurallar kendi içinde tutarlıydı. Martin de yaşamın değişik basamaklarından geçerken çok önemli bir davranış kuralı öğrenmişti: Daima oyuna karşı tarafın başlamasını beklemek. Bu kurala uyarak ne zaman birisiyle bilmediği bir oyun oynayacak olsa onun başlamasını bekler, hamlelerini görünce tavır belirlerdi. Bu kural, belki bin kere onun ayakta kalmasını sağlamış, ayrıca ona geniş bir gözlem yeteneği kazandırmıştı. Kendine yabancı gelen şeyi nasıl kollayacağını, kendini ele vereceği zayıf bir anını, bir giriş noktasını nasıl bekleyeceğini bilirdi. Tıpkı yumruk yumruğa dövüşte açık aramaya benziyordu bu. Böyle bir açık yakaladığı anda da oyuna nasıl girişeceğini hem de nasıl kıyasıya girişeceğini uzun denemeler sonunda öğrenmiş, bir daha asla unutmamıştı.
Sayfa 255Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güzellik hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Şimdi bunun neden olduğunu bildiğim, otu ot yapan güneşin, yağmurun ve toprağın bütün gizli duygularını öğrendiğim için otu daha çok seviyorum. Bir otun hayat hikayesi içinde aşk da yer alır, macera da vardır. İşte bu düşünce bana heyecan veriyor. Madde ve kuvvetin karşılıklı etkisini ve bunların arasındaki müthiş savaşı düşündüğüm zaman, içimden ot üzerine bir destan yazabilecekmişim gibi geliyor.
Sayfa 181Kitabı okudu
Aşık hayal gücü onu kutsal bir duruma, onunla bedensel bir yakınlık kurmasına olanak vermeyecek kadar kutsal ve ilahi bir hale getirmişti. Onu kendisinden böyle uzaklaştıran ve onun için erişilmez hale getiren, onun kendi aşkıydı. Aşkın arzuladığı biricik şeyi ondan esirgeyen, aşkın ta kendisiydi.
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Reklam
Geri14
71 öğeden 61 ile 71 arasındakiler gösteriliyor.