Binlerce, milyonlarca insan binlerce, milyonlarca yoldan dünyanın dört yanına gider. Birbirine kavuşanlar, birbirinden ayrılanlar olur. Binlerce otobüs, milyonlarca yol yalnızca bu işe hizmet eder. Binlerce, milyonlarca insan aynı şeyi duyumsar, aynı şeyi ister. Birbirlerinin yanından geçer, konuşur, ayrılırlar… Her insanın pusulası, sanırsın onları birbirinden uzaklaştırmak için yaratılmıştır. Her an yanından geçen binlerce, milyonlarca mutluluktan habersizdir insan. Köpük içinde hapsolmuş sinekler gibi.
Kalabalık arttıkça, artmaktadır yalnızlıklar.
İnsan, bir ölümü istemez, birde ondan beter bir yalnızlığı, ama ikiside muhakkak gelir başına bir yalnız yaşama sırasında.
Ölümün değil ama yalnızlığın bir tek çaresi var, dedi...
Tek çaresi aşk'tır bir yalnız yaşama sırasında nefes almanın.
Aşkta zaten iki yalnızın, ortak bir yalnızlıkta buluşmasıdır, dedi...
Aşık olun, gösterin birbirinize yalnızlıklarınızı.
Nasılsa ayrılık insanın kendi tek kişilik yalnızlığını özlemesi.
(...) Hilmi Duran
Yine de çoğu zaman umudum sınır tanımıyor.
Umut, yaşam ne getirirse getirsin, sevdiklerimin iyi
olacağına dair tuhaf bir iyimserlik, inanç ve güven
duygusu anlamına geliyor bazen. Her şey ne kadar kötü gözükürse gözüksün veya yardım ne kadar gecikirse geciksin, insanların iyiliği ve şekatiyle el ele veren modern bilimin, olabilecek en iyi anlamda aklımızı karıştıracağına inanmaktır umut.Bulutların arasından sıyrılan kutsal ışık huzmeleri veya büyüleyici görüntüsüyle bir gün doğumu değil umut benim için. Daha ziyade eski ve kalın bir hırka gibi, sağlam bir giysi. Daha önce de, en az şu andakiler kadar korkutucu durumlarda bulunduğumun ve ayakta kaldığımın bir hatırlatıcısı.Yapmam gereken tek şey gerçeklere tutunmak
Bazen umut sıradışı bir eylemdir, bazense sessiz,
insaflı bir tepkidir. Bazen ikinci bir denemedir, bazense yalnızca iyilik ve güzelliğin daha fazla farkında olmaktır. Belki dilediğiniz şeyi elde edememişsinizdir,ama bunun yerine hayatın önemi, sevgi dolu kalplerin gücü hakkında bir aydınlanma yaşamışsınızdır. Erken bir saatte uyanıp ilk ışıkları, renk cümbüşü bir gün doğumunu izlemeyi ummuşsunuzdur; ama
sabahın ilk saatleri sisle kaplanmış olabilir. Yine de beklersiniz, dağların sırtı, puslu gökyüzüne karşı tüm görkemiyle kapkara duruyordur. Dikkatle bakarsanız,gece bizi aydınlatan Ay’ın battığını fark edebilirsiniz.Ve yeni bir günün doğduğunu görürsünüz.
Sadece fakirler cesurdur. Neden mi ? Çünkü onlar ümitsizdir. Her sabah uyanıp savaş vakti patates tarlasını sabanlarlar. Hiçbir geleceği olmayan çocuklar doğururlar. Fakir yaşamak, işte bu cesaret ister.
“ Hayatınızda belirleyici olanlar ağzınızdan çıkan sözcükler değildir; kendinize fısıldadıklarınız her zaman en büyük güce sahiptir.” — Robert Kiyosaki