Mescid-i Aksânn minberi ve mihrabi, bize şöyle sesleniyor: Mescid-i Aksayı, ilk kiblemizi, ikinci mescidimizi, üçüncü haremimizi sahipsiz birakmayın. Haremimize el uzattırmayın.
1187 de Selahaddin Eyyûbi Kudüs'ü tekrar fethettiğinde, artık mescid atların bağlandığı bir yer, Kubbetüs-Sahra bir kilise, Hz. Meryem'in adak olarak sunulduğu, Zekeriyya Mihrabinin bulunduğu yer ise bir şapeldir.
Papazlara söyleyin, Müslüman âlimlerini vaftiz etsinler. Ne kadar dinî kitap bulurlarsa yaksınlar. Camilere haç ve çan taksınlar. Hâkim olduğum yerlerde Islâmin sesini duymak istemiyorum. Tek bir iz dahi görmek istemiyorum.
İnaanın kaderini ve barındığı tö ıstırabı kabul etme biçimi, kendi çarmıhını yüklenmesi ona en zorlu koşullarda bile yaşamına derin bir anlam katma olanağı sunar.