Haver bey yine kemal-i hararetle anlatıyordu:
"Salonda bir ayna vardım, vallahi billahi, İstanbul'da bir eşi yoktur. Boyu buradan ta karşıki duvara kadar, eni de buradan sokak kapısına kadar."
Gösterdiği en ile boy, takribi olarak beş-on metreydi. Münasebetsiz adam gözlerini açtı:
"Haydi bu kadar büyük ayna olsun...Peki, bu aynayı hangi kapıdan içeri sokmuşlar!"
Haver bey bermutat bilgiç bilgiç güler:
"İşte sen o kadar bilirsin...Aynayı ev yapılırken, çatı konmadan koymuşlar, anladın mı enayi dümbüleği!"