;ya âşıksındır ya değilsindir. Aşk bu dünyada sarih olan ,su götürmeyen tek şey. Sevginin pek çok çeşidi var, tamam ama hepsinde de "ya seviyorsun ya da sevmiyorsun" önermesi geçerli.
"Youqing okula giden bu patikayı bir daha koşamayacak,"dedi ağlarken.O dar yola baktım, kasabaya doğru kıvrılan o yola, oğlumun çıplak ayakla koştuğunu işittim. Ay ışığı, sanki yerlere tuz serpilmiş gibi, patikanın üzerinde parlıyordu.
Bu zengin ve bereketli toprakların Fugui gibi insanlarla dolu olduğunu hayal ettim. Ve yıllar geçtikçe Fugui gibi adamlarla karşılaştım. Pantolonlarını aynı onun gibi giyen adamlar, pantolonlarının ağı dizlerine kadar düşmüş adamlar. Yüzlerindeki kırışıklıklar güneş ışığı ve çamurla dolmuş, gülümsediklerinde görülen bomboş ağızlarında bir iki tane diş kalmış adamlar. Sık sık ağlasalar da, bu, çok mutsuz olduklarından değildi. Bazen çok mutlu ve huzurlu olduklarında bile ağlıyorlardı. Elleri tozlu yollar gibi kirli ve kaba sabaydı. Gözlerindeki yaşları silmek için ellerini havaya kaldırmaları, üstlerindeki çamuru temizlemek kadar doğal bir hareketti.
Tüy gibi hafif bir canlılıkla ilerliyordu ve yaşamın ağırlığının henüz hissedilmediği bu yürüyüşünden genç bir kız olduğu tahmin edilebilirdi. Hal ve tavrındaki o uçucu alımlılık, geçiş dönemlerinin en hassasını, bir çocuğun silinişinin ve bir kadının ortaya çıkışının alacakaranlık vakti olan ergenliği belli ediyordu.
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası/Kültür yayınlarıKitabı okuyor
Din, toplum, doğa, insanın mücadele ettiği üç alandır. Bu üç mücadele alanı aynı zamanda üç ihtiyacına tekabül eder; inanması gerekir, bundan tapınak doğar; yaratması gerekir, bundan şehirler doğar; yaşaması gerekir, bundan saban ve gemi doğar.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası/Kültür yayınlarıKitabı okuyor