Deniz

Deniz
@Enouement
Bir insanı sevmek, onun gerçeklerini anlamaya çalış­mayı da içerir.
Reklam
Tu­tucu kişi, yapmak istediği ama yaparsa suçlanacağı davranışla­rı başkalarında gördüğünde onları eleştirerek ya da engelleyerek kendi isteklerini ketlemeye çalışır
Ön­ce ikinci sınıf evlat, daha sonra gelin kimlikleri içinde ezilen kadın, anne olduktan sonra aile içinde giderek güç kazanmaya ve çocukları üzerinde egemenlik kurmaya başlar. O denli ki, birçok ailede görünürde baba tarafından alınan kararların asıl sahibi annedir, ama durum babanın erkeklik rolüne gölge düşürmeyecek biçimde yönetilir. Kararı anne verir, baba ilan eder. Kararların sonucundan ise baba sorumlu tutulur. Bu yönden de­ğerlendirildiğinde, toplumumuzda aile yapısının biçimsel ola­rak babaerkil, ama gerçekte üstü kapalı bir anaerkil yapıya sa­hip olduğu bile söylenebilir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendilerine ve çevrelerine uyum sağlamış ana-babaların çocukları, kendilerine sağlanan destek ve önderlik sayesinde giderek benliklerini geliştirir, bütünleştirir ve özerk varlıklar olarak yetişkin yaşama ulaşırlar. Kendi yetersizlikleri nedeniy­le reddedici ya da aşırı koruyucu tutumlar gösteren ana-babaların çocukları ise kendilerine ayrı bir varlık olarak değer veril­mediğinden kişiliklerini bütünleştiremezler. Yetişkinliğe ulaş­tıklarında da çocukken doyurulmamış ihtiyaçlarını diğer insan­lardan karşılayabilmek için umutsuzca çabalarlar.
İnsanlar vardır, bilirsiniz, başkalarından sürekli bir şeyler bekler ya da isterler. Aslında bu, bir insanın ihtiyaçlarını kendi­sinin karşılamasından çok daha büyük bir çabayı gerektirir. Üs­telik onur kırıcıdır da. Ama onlar için önemli olan, diğer bir in­sanın ya da insanların kendileri için bir şeyler yapmasıdır. Bu­nun için her şeye katlanırlar. Genellikle bu tutumlarının bilin­cinde değildirler. Amaçları diğer insanları sömürmek değil, bir şeylerin hazırca kendilerine verilmesidir. Aşırı bağımlıdırlar ve kendi sorumluluklarını başkalarının üstlenmesini beklerler. On­ların çevremizdeki varlığından sıkılabilir ya da bize yük olduk­larını düşünebiliriz. Ama çoğu kez kendi bağımlılığımızdan ötürü onları çevremizde tutarız. Kendilerine bir şeyler verildiği sürece bizden kopmazlar. Bir diğer deyişle, böyle kişiler krono­lojik olarak yetişkin, hatta entelektüel yönden iyi gelişmiş olsa­lar bile, bebeklik yıllarının asalak varoluş biçimini sürdürürler.
Reklam
Reklam
39 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.