“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Sensiz geçen dakikalardı, bulutlar birbiri ardına sıralanıp siyaha bürüdü gökyüzünü. Ardından boşalan yağmurla titretti tüm bedenimi. Bulutlar şehre değil yüreğime karanlık düşürdü sanki. Aslında ne yağmura ne buluta gerek yoktu , günün sensiz olması yeter di karanlıkta kalmaya, titremeye.