Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Eru
Eru
@Erui
Okuduğum kitapları unutmamak için kaydediyorum. Okuyacaklarım da çok fazla. Yine de önerilere açığım ama lütfen dram olmasın
Hatay
39 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuduysanız mesaj atın
Haftalardır ön siparişle aldığım kitabın gelmesini bekliyordum. Bugün geldi ve bitti.
Kitabın sonu...
Grimmmmmm
Çıldırıyorum resmen.
Yazar bize fanservice yapmış.
Başlarda biraz depresifti ama sonlara doğru Cam şato serisini verdiği zevki verdi. Hatta Maasverse e yeniden bile başlayabilirim. Her ne kadar Oro fanı olsam da shadow daddy beni
Filler
Kitabın ilk yarısındayım.
Şimdiden sıkıldım.
Sürekli bir olay oluyor sonrasında 10 sayfa birbirlerini sevmelerini okuyoruz. Biri ben sana layık değilim diyor diğeri hayır sen güçlüsün ve layıksın diyor. İki kitaptır olaylar bu şekilde gelişiyor. Anladık ikiniz birbirinizi seviyorsunuz da yeter. Tüm bu terapi-aşk konuşmaları yüzünden olay örgüsünü unutuyorum. Sürekli aynı şeyleri okuyor gibi hissediyorum. İkinci kitapta hadi tamam ilişki gerçek mi anlaşma mı birbirlerini seviyorlar mı vs konusu vardı ama 3. kitapta artık baydı. Sanki yazara en az su kadar sayfa olmalı denmiş de yazar doldurmaya çalışıyor gibi. O kadar antlantia ya gelmişsin bacım bi çık dolaş ama hayır. Sürekli bir oda da Casteel ile sen bana layıksın hayır asıl sen bana layıksın... Kitap mı okuyorum Naruto da filler sahne mi izliyorum belli değil.
Okur Takip Önerileri
Belladonna bunun ayaklarını bile yıkayamaz
Sırf her yerde gördüğüm için aldığım bir kitap daha.
Kızımız hayatı boyunca saklanmış, bir sırrı var ve kimse bilmiyor.
Bunu kimse de öğrenmiyor çok geç olana kadar.
Başta Belladonna gibi olacak diye bekledim ama hayır bu kitabın kurgusu onu solda sıfır bıraktı.
Gothic, esrarengiz ve merak uyandırıcı. Her ne kadar bazı şeyler çok bariz olsa da sonuna doğru yazar güzel bir twist yaptı.
Ikinci kitabı da biraz Google readsten okudum ama eksik sayfalar olması çok canımı sıktığı için Nightbane e yaptığım gibi kitap ülkemizde çıkana kadar bekleme kararı aldım.
Olimpos ne zaman çıkarır hiç bir fikrim yok. İron Flame kadar uzun ara vermesinden ve kitabın konusunu unutmaktan korkuyorum.
0 biraz pahalı ama baskı kaliteli ve çeviri gayet iyi. İkinci el bulursanız alın.
Düşündüğümden çok daha iyi
Kitabı tesadüfen bulup indirdim. Bu kadar güzel olabileceğini düşünmemiştim.
Karakterler, olay örgüsü, atmosfer...
Bana dikenler ve güller sarayının daha mantıklı bir versiyonu gibi geldi.
Kitabın sonu devamını okumamı garantiledi hatta kitapları satın almamı da... Maalesef e kitap versiyonu okunur bir çeviriye sahip değil. Umarım kitap versiyonu daha okunabilirdir. Gerçi ilk iki kitabı nereden alabilirim bilmiyorum. Bilen varsa yorum yapabilir mi?
Vaughn nerede?
Baştan sona spoiler
Okumadıysanız okumayın.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Aelin'in tutsaklığı beni yaraladı. Çok çok kötüydü. Fenrys'in tüm bunu izlemesi ve sonunda kardeşinin intiharı ise çok daha kötüydü. Sjm gerçekten cehennemi yazmış. Bende bile travma yarattı.
Terrasen için ise durum baştan sona hatta son 100 sayfaya kadar hep korkunçtu. Savaşın tüm korkunçluğunu yansıtmış ve üstelik bunu yenilmesi kesin olan tarafın gözüyle okuduk. Lysandra en faydalı karakterdi. Tüm kitap boyunca ve o olmasa savaşı asla kazanamazlardı.
Manon ve ekibi ise muazzamdı. Tüm o fedakarlık... Çok fazla ağladım. Sonra Manon için Bi daha ağladım.
Adarlan kralı için de ağladım. Bir ömür işkence çeken yine de savaşan öldüğünde bile yok olmak uğruna kendini oğlu için feda eden kral için de ağladım. Kitabı dün gece okudum. Gözlerim halen sızlıyor.
Şunu fark ettim yazar lotr fanı olmalı. Çok fazla benzerlik vardı.
Kitaptan 20 yıl sonrasını da okumak istiyorum. Kıtanın durumunu. İkinci torre cesmeyi özellikle okumak istiyorum.
Yazarın 10 yıl sonrayı anlattığı bir kitabı daha olduğunu ama diğer serilerin bitiminde basacağını söyleyen birkaç yazı okudum. Umarım doğrudur.
Bu arada baskı halen kötü. Hatta bazı cümlelerde çeviriyi yanlış yaptıklarına eminim. İngilizce versiyonlarını ileride alırsam baştan okuyacağım çünkü kim kime ne diyor anlaşılmayan yerler vardı.
Ayrıca cidden Vaughn nerede?
Borteçine
Hikayeyi chaol un bakış açısıyla okumaya devam ediyoruz.
Başta sadece kısa bir hikaye olacakken, yan hikaye olacakken sjm sağolsun yazdıkça yazmış ve ana hikayeye bağlanmış.
İlk başta okumayacaktım çünkü chaol...
Onu okumaya dayanamıyorum sürekli kendini suçluyor ve Aelin'e hep canavar muamelesi yapıyor.
AMA
Gittikleri bu imparatorluk bizim imparatorluğumuz. Eski Türkler, Moğollar...
Zaten Kağanı görmeye gidiyorlar, bozkırlarda, steplerde, çöllerde yaşayan güçlü göçebe askerler ve donanmalar için. Biraz milliyetçi yanım kabarmış olabilir.
Zaten okumaya devam etmemin yegane sebebi de bu oldu. Fakat chaol hariç, halen sevmiyorum, hikayenin devamı için çok önemli bilgiler içeriyor.
Bu yüzden okumanızı tavsiye ederim.
Bir sürü sürpriz var.
Yine de elimde olsa chaol un kafasına kafasına terlikle vurmak istedim.
Basım ise halen kötü. Kuzen yerine neden kuzin yazmakta ısrarcılar anlamıyorum. İsimler de sürekli yanlış yazılmış ya da birinin söylediğini başka biri söylemiş gibi olmuş ama artık alıştım.
Baskı hatası üstüne baskı hatası
Inanılmaz kötü bir baskı. Bazı sayfalarda karakterlerin adı bile yanlış yazılmış. Türkçe noktalama işaretlerini geçtim kelimeler bile yanlış yazılmış. Bu kitabı baskıya gitmeden önce biri okumuş mu sanmıyorum. Dex bazı kitapları çok özenliyken en çok satılan bu pahalı kitapları baştan savma bile denemeyecek şekilde basmış.
Gerçekten çok yazık.
Ve sorun devam kitaplarında da var. Gölgeler kraliçesini okuyorum şuan, inanılmaz göze batmaya başladı bu durum.
İnanın seçici biri değilim. Eğer bedava fan çevirisi olsa (bazı kitapları koreceden İngilizceye google çevirileriyle okudum) sorun etmezdim. Ama dex bir yayınevi ve ucuz kitaplar değiller bunlar.
Kitabın hikayesine ve akışının güzelliğine hakaret gibi... Sanki ne olursa olsun alacaksınız demişler.
Hype yüzünden okumaya başladım. Acayip beğendim.
Dikenler ve güller sarayının aksine karakterimiz zaten güçlü. 8 yaşından beri en iyilerden eğitim almış ve 17 yaşında kendini ispatlamış. Sonu kötü bitsede...
Gerçek aşkı bulduktan sonra anında güçlenen bir karakter değil.
Bu kitapta romantizm ön planda değil. Sarah J Maas'ı azıcık tanıdıysam diğer kitaplarda bir sürü romantizm olacaktır.
Bazı dilekler
Bu kitap yerine karakterin ölümle maceralarını ve foxglove da kendi ayakları üstünde durmasını okumayı isterdim. Keske öyle olsaydı. Huzursuz hayaletler huzura erdirse fena olmazdı.
Daha fazlası lazım.
Daha fazla olmak zorunda.
Eksik hissediyorum.
Hikaye bitti ama sonrasını görmem lazım.
Okumaya doyamadım henüz. Neden her biri bin sayfa değildi ki bu kitapların?
Kitaba başladım 50 sayfa sonra bıraktım. Arada başka kitap okudum. Sonra sırf 6 kitap aldığım için tekrar başladım.
Okurken stres oldum. Bu arada kitap piyasaya çıkalı çok olduğundan çok fazla Spoiler yediğim için tüm sürprizleri biliyor olmanın verdiği tatsızlıkla okudum.
Hoş bir deneyim değildi.
SPOİLER
.
.
.
.
.
.
.
Scarlett bebeğim senin yerinde olsam bende aynılarını yapardım. Seni o kadar anlıyorum ki... Tüm o endişe tüm o keder gerçekten güçlü bir karaktersin ve seni seviyorum.
Kendinizi birden masalsı bir dünyada kötü kadın olarak bulsanız ne yaparsınız?
Okuması eğlenceli ve akıcıydı.
Devam kitabı gelmesi biraz sürer gibi umarım o zamana kadar unutmam.
Bu arada seri simdilik 5 kitaptan oluşuyor araştırdığım kadarıyla. 5 kitabın yayımlanması ise bir ömür sürecektir.
Isekai villanes trope
Beyni yıkanmış bir kızın günlüğü
Çok hızlı okudum. Kitap çok akıcı ve bir o kadar sinir bozucu. Hatta ilk paragraftan itibaren sinirim bozuldu ki bu ender bir durum.
Bu kitap yetişkinlere yönelik. 21+ tarzında.
Kalanı spoiler.
.
.
.
.
SPOILER
.
.
.
.
Kadın erkek ilişkilerinde bir kadının nasıl salak olabileceğini en güzel örneği. Sizi kafese kapatan önünüzde başları ile ilişkilere girip sizi en yüksek fiyatı verene satan birini düşünün. Simdi ona aşık olduğunuzu ve sizi güvende tuttuğunu düşünündüğünüzü düşünün. Düşünemiyor musunuz? Tebrikler normal birisiniz. Tüm kitap kızın bunu fark etmesini bekledim ama hayır. 10 senedir sadece onu kafeste tutan kral ile arasına konuşması dısında kimseyle konuşmayan kızımız (bu noktada ismi bile benim için önemsiz) asla ama asla kralın ona yaptıklarının farkında değil.
O kadar beyni yıkanmış ki...
O kadar kötü ki
O kadar güzel olabilecekken o kadar kötü olmuş ki...
Dünyayı tam anlamıyorsunuz. Ana karakteri tanımıyorsunuz. Ama size çocukken istismara uğramış bir kızın birden bire bad bitch olduğunu kabullenin istiyor. Sürekli geçmişe dönüp duruyor ve konu sadece aşk. Arka planda müthiş olabilecek bir konu bırakılmış. Siren olduğunu öğreniyoruz ama neden birden bire kanatları var? Son dileği neden 7 senelik sürgünle sonuçlandı? Kitap size sadece sıkıcı cinsel sahneler veriyor. Grooming nedir temalı olmuş. Tek istediğim peri diyarında bir dedektiflik romanıydı ama hayır. Ayrıca eğer ciltli alırsanız sert kapakta aşırı kötü bir resim var. Ki bence alınmaya değer bir kitap değil. Devamını kesinlikle okumayacağım yazarın hiçbir kitabını okumayı düşünmüyorum. Lisede yazdığım saçma hikayeler daha iyiydi.
Demek bu yüzdenmiş
Tamam bu kitap öncekinin açtığı tüm sorulara cevap veriyor...
.
.
.
.
Spoiler
.
.
.
.
.
Birden powerup almasını da mantıklı kılıyor. Ve sonunda sevişiyorlar. Şükürler olsun.
İlk kitaptaki soruların cevapları bu kitapta ortaya çıktı.
Kalanı Spoiler...
.
.
.
.
.
.
Öncelikle 1800 şerin sonunda geçiyormuş hikaye. Keşke bu bilgiyi ilk kitapta verseydi yazar.
Öfke tahmin ettiğim kişi olmasına rağmen mitolojik olarak yanlış bilgi verilmiş. Bilindiği üzere orijinal günah kibir. Ve meleklerin en yüksek rütbelisi de lucifer. Ayrıca lucifer bazı kaynaklarda diğer adı samael olarak da geçiyor. Yani öfkenin samael olması mantıklı değil. Cehennemin kralını luficer dan farklı yapmak istiyorsa adını satan yapabilirdi. Ya da kral yapmak için krallığın el değiştirmesi ve en güçlü günahı öfkeye çevirebilirdi ya da en basından öfke kibir olabilirdi. Üstelik madem kraliçeyi arıyor o zaman kendine eş arıyor olması gerekirdi. Kibire değil. Bu kitapta Cadımız birden bire powerup alıyor ama onu da elinden kaçırıyor. Üstelik güçlenme sekanslarında bosu bosuna o kadar rezillik çektğini düşünüyorum. Madem kimsenin ona zarar vermeye totosu yemezdi neden onca işkence çekti? Bi de düşmüş meleklerimizin herbirinin kanatları gittiğini varsayarsak neden sadece öfkeninkiler fiziksel formda. Diğerlerimi kanatlarına ne oldu? Lucifer ın yüzüne kim zarar verebilir ve yara nasıl tamamen iyileşmez?
İki kitap boyunca ikizinin ölmediği teorim ise doğru çıktı. Klişe evil twin durumu burada da var. Tartışmak isterseniz yorumları bekliyorum.
Kitabın tek eksikliği tam olarak hangi zaman diliminde geçtiğini anlayamamam oldu.
İtalyanların kültürlerinin bizimkine benzerliği sayesinde yaşadığım yerde bile geçiyor olabilecek bir kitap.
Cadımızın macerası dizi gibi akıyor.
Romantizm bence dozundaydı.
Başta neden sürekli öfkeli anlayamıyordum ama sonra ahhhh demek bu yüzdennn dedim.
Karakter birden çok güçsüzken birden bire çok güçlü olmuyor. Bunu çok sevdim.
Grimm masalları seviyorsanız hosumuza gidecebilecek bir kitap.
Eski usul güzel bir hayalet filmi izliyormuşum gibi hissettim. Romantik yönü ağır basan bir kitap değil hatta üçüncü planda kalıyor diyebilirim.
Devamının çevrilmesine ihtiyacım var
Kitap çok iyi.
Okurken bir sürü duyguyu yaşatıyor ve sonu gerçekten sürpriz oldu.
.
.
Spoiler
.
.
.
Yani azıcık tahmin ediyordum birini ama diğerini asla tahmin edememiştim. Muhteşemdi. Isla ya yapılan ihanet bana yapılmış gibi hissettim ve sonunda karanlık yerine aydınlığı seçmesi gerçekten ama gerçekten harikaydı. Kitap boyunca istediğime o muhteşem sonda ulaştım. İkinci kitap olmasa bile olur ama umarım umarım en kısa zamanda çevrilir ve bende kitabı alırım. Çevrilmesine de gerek yok sadece bulsam bir yerde yeterli.
Okuması kolay. Olaylar çok hızlı ilerliyor, keşke öyle olmasaydı. Kitap kendini merakta bıraktırıyor ve hemen ikinci kitabı okumak istiyorsunuz. Yaratılan dünya ilginç. Ama bazı şeyleri pek anlamlandıramadım. Dünya ile ilgili çok fazla soru işareti oluştu. Yine de fena değil.
İlk defa wattpad okuyorum. Hatta kitabı bunu bilmeden aldım sonra öğrenip azıcık önyargı ile yaklaştım. Okuduğum diğer kitaba minik bir mola verip buna başlamak istedim.
Antik yunan mitolojisini çok severim. Konu Apollo nun ikizi olunca merak edip aldım. Hatta öncesinde bahsi geçen tanrıyı araştırdım, tabii ki hiçbişi bulamadım. Yazar bunu marvel mantığı ile açıklamış. Birinci kısım itibariyle fena değil. Hatta kitabı okurken acaba yazar bunu da okudu mu diye aklıma birden fazla kitap geldi. Hatta acaba diye sorduğum sorulara kitap içinde cevaplar da buldum. Kitabın başında yazar sanki hikayeyi yazmaya henüz alışmamış gibiydi, ikinci kısıma doğru yazı dili oturdu. Ya da ben yazarın diline alıştım, bilmiyorum.
İlk yarı itibariyle sevmediğinim kısım ise sandalyenin antik adını bilmemize gerçekten gerek olup olmadığı. Yazarı bilgisi için takdir etmekle birlikte sanki antik yunanda olduğumuz gözümüze sokuluyor gibi hissettim. İngilizce bir kitap okurken yoğurt kelimesini sürekli italik okuduğunuzu düşünün. İnternet diliyle yazılması kitap için bence büyük bir eksi ama zaten kitap normalde internette yazıldığı için bişi diyemiyorum. Sanki kitap değil de webtoona çevrilseydi çok daha iyi olurdu. Hatta umarım çevrilir. Bence hikayeye çok uyardı.
Cadı meclisinden güçlü bir nesne çalınıyor. Ve cadılar onu ele geçirene kadar kendi adaletlerini sağlamaya niyetliler. Yaptıkları kıyımların peşinde ise onlara karşı durabilen tek silaha sahip avcılar var. Engizisyon cadıları bulmak için büyünün tatlı kokusunu takip ediyor. Bu karmaşanın ortasında çalınan nesnenin peşinde ise Lou var. Kendini cadılardan gizlemek için.
İki düşmanın birbirine zorla bağlandığı bir hikaye okuyoruz.
SPOILER
.
.
.
.
.
.
Büyünün işleyiş tarzı klasik aşırı güçlü cadılar hiç zarar görmüyor şeklinde değil. Simyanın eşit takas ilkesiyle oluyor ki bu kısım çok hoşuma gitti. Çünkü doğa denge ister. Elbette cadıdan cadıya hayal gücüyle bu kuralın işleyişi ve yapılan fedakarlıklar değişiyor. Bu da bizi Lou nun neden ölmek zorunda olduğuna getiriyor. Düşmanının soyunu kurutmak için kendi soyunu kurutmak eşit görünüyor. Ayrıca büyünün farklı türleri olması ve kan cadıları da kitapta iyi düşünülmüş.
Bazı yorumlarda Reid'in ilk aşkını çok hızlı unuttuğu yazılıyor ki bence yanlış. Reid Lou ile tanışmadan önce terkedilmiş ve arkadaşları tarafından sürekli dalga geçiliyor. Tüm bunları hesaba katarsak birden sevdiği kadının taban tabana zıttı biriyle evlendiriyor ve ondan sorumlu tutuluyor. Reid sorumluluk bilinci çok yüksek biri. Daha dün tanışmış olsalar bile sorumluluk gereği karısını kolluyor, sevdiği için değil. Lou ise bunun farkında. Zaten bu yüzden sürekli Reid in onu sevip sevmediğini sorguluyor. Kendi annesi tarafından boğazı kesilen ve bundan kurtulmak için neyi feda ettiğini bilmediğimiz bir karakter. Bunlara rağmen birbirlerine tam uyuyorlar bence.
Hiç umduğum gibi bitmedi
Hiç umduğum gibi bitmediği için daha önce hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
Spoiler
.
.
.
Uyarıyorum
.
.
.
Kitabı okumadıysan devam etme.
.
.
.
.
Klasik okul draması tarzında başladı. Çelimsiz kızımız arşiv görevlisi olmak üzere eğitilmiş ve sadece sade birkaç ay kala annesi tarafından zorla binici bölüğüne gönderiliyor.
İlk dakikadan itibaren yaşama şansı düşük ama tabii ki ölmeyecek.
Birden bire özel güçleri olacak diye bekledim ve açıkçası hype yüzünden kitabı almıştım, ama hayır. Kızımız kendinin gerçekten farkında. Ablası da öleceğini farkına varıp melez prensteki gibi bir günlük veriyor gizlice. Melez prens en sevdiğim kitaplar arasında ve okumayı ilk söktüğüm zamanlarda daha seri kavramını bile bilmiyorken okuduğumda aldığım hazzı bu kitaptan da aldım. Çok daha kanlı çok daha acımasız bir evrende harry Potter okuyor gibiydim. Kitabın ilk yarısı Vi nin hayatta zor bela kalmasını okudum ve biraz sıkıldım açıkçası. Sonra birkaç gün okuyasım gelmedi. 5 saat önce ise sırf bitirmek için okumaya devam ettim. Kalan yarısını okurken ise yerimden kıpırdamadım.
Sonu ise gerçekten çok iyiydi.
İkinci kitabı da ciltli alacağım.
Neden bu kadar ses getirdiğini anlıyorum.
Son paragraf...
İlaç gibi geldi
Feyre den sonra June ilaç gibi geldi.
Bir generalin kızı olarak en üst düzey eğitimleri almış, kardeşlik bağı güçlü, insanlığının ve gücünün/güçsüzlüğünün bilincinde perilerin dünyasında yaşamaya çalışan bir ana karakter.
Biraz yaprak dökümü tadı da almadım değil ama vahşi ve rahatlatıcı.
Bir oturuşta kitabı bitirdim.
Aşırı sıkıldım.
Aşırı uzatılmış sahneler var. Ufukta çok kanlı bir savaş var ama biz feyrenin gündelik hayatını okuyoruz. Savaş iki üç hatta dördüncü planda kalmış gibi.
Bu kitabın ilk bölümünü okumak eğlenceliydi. Savaş ikinci plandaydaydı ve feyrenin her adımı tamlin in sarayını mahvetmek içindi ki bunu hakketti gibi. Ama açıkçası o kadar da
Bi kaç senedir takip ettiğim bir webtoon serisiydi en son novelini okudum çünkü çoook uzun sürüyor webtoonların bitmesi.
Konuyu işlemesi, görsellik, hikaye hepsi çok iyi. Eğer bu türe aşinaysanız çoğu hikaye birbirinin aynı gelmeye başlayacaktır. Belki de ilk okuduklarımdan biri olduğu için hikayesi klişe gelmedi.
Türkçe çevirileri de var kesinlikle tavsiye ediyorum.
Feyre beni baydın
Baştan sona spoiler olacak.
Ben uyarımı yaptım.
Feyre beni ne baydın be. Ama yine de ilk kitaba göre gelişme kaydettin.
Tampondan (Tamline tampon diyoruz uluslararası camiada) bi cacık olmayacağını anlamasına ve ayrılmasına çok sevindim. Tebrikler bacım son anda kurtuldun.
Ama yine de halen ryhsand senden kaat be kat daha iyi, gerçi son anda artık eşlik bağından sana zekamı aktı nedir, tüm kitap boyunca ilk defa akıllı bir seçim yaptın.
Kralı çok beğendim. Hiç klişe değil. Onun gözünden Bi seri okurdum.
Nesta bebeğim çok tatlısın sonuna kadar seni seveceğim.
Kitabın sonu cok güzeldi Bi ara feyreye o kadar dayanamadım ki kitabı yarım bırakmayı düşündüm sonra devam kitaplarını da aldığımı hatırlayıp devam ettim.
Kapağına aldanmamalısınız
Öncelikle kapak sizi yanıltmasın. Bir cinayet kitabı bu. Aklınıza gelebilecek her türlü paranormal varlığın cirit attığı 90 lar dünyasında hayatını ölü diriltip öldürülmesi gereken canavarları avlayarak kazanan başrolümüz romantik veya temas içeren ilişkilere karşı.
Kitap gerçekten akıcı ve zaten bu sayede 24 kitaplık seriye sizi zeytinyağı gibi akıtıyor. 24 ünü de okumasanız en azından 7-8 kitap okursunuz. Bi noktadan sonra grinin elli tonu bu serinin yanında ninni gibi kalıyor. 19+ üstü bir seri. İlk 4-5 kitap değil ama sonrası öyle. Uyardım.
Sadece bu kitaba gelirsek kesinlikle okuyun.
Sonunda okudum ama
Kitabı sonunda okudum ama aşırı klişe buldum. Öncelikle kitap akıcı 2 günde bitti ve yarattığı evren çok güzel olmasına rağmen ana karaktere ısınamadım. Ana karakter isyankar, travmaları olan ve her ama herşeyi yanlış anlayan biri. İsyankarlığı, üzüntüleri, travmaları olan karakterimiz nedense sadece kendisi öyleymiş gibi davranıyor.
Dikkat SPOİLER
Kendisine göre çok daha fazla travma yaşayan, beceriksizliğinin farkında olan ve kardeşini koruymadığı için kafayı yiyen ablasını sürekli paylıyor. Erken yaşta hayatın sillesini yiyip de büyümüş biri gibi değil de 15 yaşında liseli kız gibi davranıyor çoğu zaman. Özellikle ailesini başından atıp "özgür" olduğunda iyice karakterden soğudum. Bu noktadan sonra ise sadece etrafındaki karakterler için okumaya devam ettim.
Başından beri kullanan ve gerçekten sevmeyen ana erkek başrolümüz ise ( bu kitapta Tamlin) beni çileden çıkardı pasifliği ile. Bi an Yeniay Edward okuyorum sandım. 500 küsür yaşında sinsi bir ırka mensup savaş eğitimi almış bir yüce lord değildi karakter. Kesinlikle zekadan yoksundu. Bi de üstüne ana karakterimizi sürekli güçlü, son kale demesi falan saçımı başımı yoldum. Hoş bu 500+ yaşındaki savaş eğitimi almış kurnaz ve güçlü savaş lordunu 19 yaşında köyünden çıkmamış ormanda geyik tavsan avlayarak yasayan kız kurtarıyor. Klişe... Gerçi bizim kızla Tamlin e kalsa kız enfeksiyondan ölmese de yorgunluktan ve açlıktan ölürdü.
Bilmecenin cevabı klişe.
Buraya kadar 5/10
Tüm oyunları kazandığı halde ölmesi 6/10
Yazarın hatrı 7/10
