“Evet, her şey insanın elindedir. Fakat; insan, korkaklığı yüzünden çok şeyi kaybedebilir. Gerçek bu… İnsanların, en çok neden korktuklarını bilmek isterdim. Onları en çok korkutan şey, yeni bir adım atmak, yeni bir söz söylemek…”
“Where Hope Grows” filminden arda kalan anekdot:
“Hayat kısadır ve korkuyla değil cesaretle yaşanmak zorundadır. Hayallerinizin, anılarınızın daha önemli olup olmadığına karar vermelisiniz. Yoksa geçmişte mi takılıp kalacaksınız. Hayat yaşamak için vardır. Fazlasıyla yaşamak için… Mezarlığa şöyle bir baktığınızda her mezar taşının üzerinde iki tarih görürsünüz. Doğum ve ölüm tarihi… Her insan için bu iki tarih geçerlidir. Ama iki sayının arasındaki çizgi, hayatı tanımlayan şeydir. Bu yüzden hayatınızı dolu dolu yaşayın. Yaşayın. Gerçekten yaşayın”.
Zaman bazen kuş gibi uçar bazen de solucan gibi sürünerek geçer; ama insan en çok zamanın ağır mı yoksa çabuk mu geçtiğini fark etmediği vakit kendini iyi hisseder.
Düşünen bir insan için ıssız yer diye bir şeyin olmadığı kanısındayım. En azından elimden geldiğince yosun tutmamaya, çağın gerisinde kalmamaya çabalıyorum.