Esra IŞIK
@Esoes19
Kanatlarımı kendim taktım. Zira hayat tökezleyip düsmeni pusuda beklerken, düştügün yerden kalkman için de tezahürat yapan oyunbaz...
(Gt sadece hakedene)
Hemşire
Lisans
Ankara
Çorum, 2 Haziran 1996
31 okur puanı
Ekim 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Bir kadının kendini ve dişiliğini keşfetme öyküsüdür bu kitap
"Öğrenmeye başladığı şey özgürlüğün yüküydü. Özgürlük ağır bir yüktür, ruhun yüklenmesi gereken büyük ve garip bir sorumluluk. Kolay değildir. Verilen bir armağan değil, yapılan bir seçimdir; bu seçim de zor bir seçim olabilir. Yol, yukarıya çıkar, ışığa doğru çıkar; ama yüklü yolcu oraya hiçbir zaman varamayabilir."
Sayfa 146
Dünyanın en minnoş varlıkları değil mi şu kediler? Sanki dünyaya sıgmazmış gibi halleri, laf yetiştirmeleri?
çizik
Geleceğim, bekle dedi, gitti...
Ben beklemedim, o da gelmedi...
Ölüm gibi bir şey oldu...
Ama kimse ölmedi
Okur Takip Önerileri
Bugün bir diziye başladım ve bir sözden etkilendim.
"Savaş başlatmak için gerekçe her zaman bulunabilir. Gerekçe güçten gelir. Gücün varsa herhangi bir bahaneyi gerekçen yapabilirsin; fakat güçsüzsen ne kadar haklı bir gerekçen olursa olsun karşıt görüşten ibarettir."
Malesef günümüz siyasetinin konusu budur. Güçlünün istediğini yapması doğru olduğundan değil, gerçek olduğundan bu sözden etkilendim. Devleti korumak için güçlü olmak gerekir, güçlü kalabilmek için de o gücü kullanmak elzemdir. Gücü kullandığınızda karşı tarafta korku yaratırken, kullanan taraf zafer sarhoşu olabilir. Daha fazla güç arzular, daha fazla güç kullanır. Güç bağımlılık yapar, gücü kullananda güçsüzlük korkusu yaratır. Ve malesef bu kırılması zor bir kısır döngüdür.
Hava ayaz, üşüyorum.
Gidene de gelene de kapı açacak takatim kalmamış çocuk.
Örtün ırıkları, daha fazla soğuk sızmasın
Kışa girmiş ömrüme
Insanın en iyi konuştuğu da en çok eleştirdiği de kendi suretidir.
Sükût lisânı üzerine
Neden konusmuyorsun, dedi.
Sustu kadın.
Susmak zor zanaat dedi.
Hak verdi.
Konuşsana susmasana, diyerek nara attı.
Gözlerini kapatıp iç çekti kadın.
Öyle olsun, sen sustun ya ben de susarım, dedi.
Bekledi kadın, ancak ne adam sustu ne de kadının ne zaman sustuğunu hatırına getirdi. Oysa susmakla başlardı kadının içindeki hesaplaşmalar. Dili susunca ruhu konusurdu. Adam tasavvur ettiğindeyse fırtına sonrası sessizliği bozan kapının kapanma sesi oldu. Kadın konuştu adam sussun istedi. Kadın sustu adam konuşsun istedi. Adam son ana kadar ne istediğini bilemedi belki de... oysa öyle miydi gerçekler?
Erkek miydi tek suçlu? Peki kadın? Konuşunca mı yoksa susunca mı kabahatli oldu? Ya dinlemek neredeydi ilişkide? Sadece bağırışları, kavgaları değil birbirlerini dinlemek? Belki de sessizliği dinlemek?
Hep insan konuşacağı birini yoldaş bellemeli denir ya! Hayır azizim hayır! Fikrimce susabileceği sükutu lisan eyleyen birine gönül vermeli.
-Seni dün sevdiğimden daha çok seviyorum.
-Ama yarından daha az.
"Nowhere 2023" filmi distopik bir dünyada İspanya'da kuraklık vardır. Baştaki hükümet önce sert kısıtlamalara gitmiştir. Sonra yaşlılar için infaz emri ćıkmıştır ve şimdi de sıra çocuklar ve hamile kadınlardadır. Bir erkek ve gebe bir kadın kaçak olarak İrlanda'ya kaçmaya tam da bu sebeple mecbur kalırlar. Ne yazık ki yolculuk planlandığı gibi gitmez ve çift bir şekilde ayrılır ve kadın için yol bir ölüm kalım mücadelesine döner. Bir de bu mücadeleye erken doğan bir misafir katılırsa ne olur?
Film olması muhtemel bir gelecege ışık tutarken mücadeleyi ve bir kadının vakti gelince nasıl mücade edebilecegini gòsteriyor. Özellikle bir anneyse dünyaya ve ölüme meydan okur diyor. Gayet keyif aldım ve bir sonraki sahne ne olacak merak ederek bitirdim.
Kader ne ilginç değil mi? Bir insan yanınızdan geçip gidecekken durup bakmasını sağlayan ya da kaçınılmaz bir çarpışmaya sebep olan güç... nasıl açıklanır bilemedim.