"Beyler! Ne zamana kadar bu saklambaç oyununa devam edeceksiniz? Sürekli vatanseverlikten, millet sevgi- sinden, medeniyete hizmetten söz edersiniz. Ama millet için, vatan için, medeniyet için ne yapıyorsunuz? Bazıları, milyonları çalarak sevgili vatanımızı soyuyor. Bazıları da dairelerde, matbaalar da, okullarda, üniversitelerde memurluk yapıyor. Diğer tarafta ise milyonlarca kişi çürüyor, yozlaşıyor, sarhoşluk ediyor, neticede milletimizin temelleri çürüyor.
Henüz vakit varken, ülkeyi ve halkımızı kurtarın! Halk yığınlarının arasına girip onları tedavi edin. Çocukları okutup terbiye edin!
Onlara evlerini nasıl yapacaklarını ve nasıl düzenleyeceklerini öğretin! Halka sağlık, güneş, temiz hava, kuru ve sıcak evler verin! Onlara daha insanca bir hayat yaşamalarını öğretin! İnsan gibi bir hayat yaşayabilmeleri için onla- ra yardım edin, imkan sağlayın."
Doktor, kitabının sonuna doğru şunları yazıyordu:
"Devlet, büyük bir ailedir. Onun bireyleri, sizin kardeşlerinizdir. Aşağı tabakanın hataları, biraz da yukarı tabakanın ihmalinden kaynaklanmaktadır."
Lev Tolstoy, bu konuda şöyle der: "Hayattaki düzensizliklerin en önemli etkenlerden biri şudur: Herkes, hayatında sadece refaha kavuşmayı ister, fa- kat hiç kimse hayatı yükseltmek için çalışmaz ve çalışarak hayatını daha iyi bir şekilde ayarlamak ihtiyacını duymaz." Herkes hayattan bir şey almak ister; fakat ona bir şey vermek istemez. Birçok kimse, çıkarcı, yağmacı ve asalak olarak atılır toplum yaşamına. Yaşamın sırrını bu parazit- likle arar. Böyle bir hayat felsefesi, zamanla aile içinde çocuklara aşılanır. Bunu kim aşılar? Elbette anne ve baba...
"Aydın olmak modaya uygun elbise, şapka ve kolalı gömlek giymek değildir. Aydın kesim, bir milletin beyni gibidir. Millet sizi iyi bir öğrenim gördükten sonra, bir maa- şa konasınız; akşamları, kahvelerde iskambil veya domino masasının başına geçip eğlenesiniz diye okutmamıştır.
İdare adamları, iyi veya kötü, kahraman veya zalim olsunlar, onlar kendi milletlerinin birer aynasıdır. Onlar, milli ruhun birer kopyasıdır. Onlar, halkın içinden doğmuştur. Bir toplum nasılsa, yöneticileri de onlar gibidir.