Büyük âlim ibn-i Kemal kısa zamanda büyük işler başarmış geleceğin Cihan Padişahı'nın rahmetli babası Yavuz Sultan Selim han için şu dizeleri yazmıştır;
Az müddette çağ iş etmişdi
Sâyesi olmuş idi âlem-gîr
Şems-i asr idi asırda Şems'ün
Zılli Memdûd olur zaman-ı kasîr
Öldi Sultân Selîm hayf u diriğ
Hem kalem âğlasun anı hem tîğ
Daha önce de söylediğimiz gibi Osmanlı'da esas olan devletin dirlik ve düzenidir. Şahıslar ikinci plandadır ve esas olan fedakârlıktır. Zevkler ve hissiyatlar dikkate alınmaz. Bu nedenledir ki, tek eşli olan Yavuz Sultan Selim yegâne hayat arkadaşını oğluyla bir gemiye bindirecek ve Kefe'ye gönderecektir. Orada anne oğul tam 2 sene 8 ay kalacaktır. dile kolay 3 seneye yakın bir süre. Bugünün dünyasında sadece iki akşam Beyler evlerine azıcık geç gitseler evde hanımlardan duyacakları sözleri bir tahayyül etsek, ya da hanımların sarf edeceklerini sözleri düşünerek bu fedakarlığı anlamaya çalışsak. İnanın kolay değildir Ne kadın ne de erkek için. Bize yıllarca, yığınla eş ve uydurma Harem masalları anlatanlar bu fedakarlık dolu manzaralardan hiç bahsetmemişlerdir. İşte gerçek Harem ve Osmanlı aile yapısının etkileyici detayları karşımızda duruyor.
Sultan Süleyman, sadece devlet işlerinin değil, teferruat birçok konuyu da şeyhülislama soruyor, yanlış bir iş yapmak istemiyordu.
bir gün Topkapı Sarayı'nın arka bahçesinde bazı meyve ağaçlarına karıncaların sardığını görecektir. Ama Sultan bir karar veremez. Acaba caiz olur mu? diyerek Ebussuud Efendi'ye sorma kararı alır. Ancak Ebussuud efendiye makamında bulamaz. Sorusunu bir kağıda yazıp odasına bırakır. Bir süre sonra Ebussuud efendi gelecek, kağıt parçasını görecek ve okuyacaktır.
Belli ki Sultan'a ait bir soru. Sorunun cevabını altına hem de şiirin başına uygun olarak not edecektir. Bir süre sonra Sultan Süleyman yine gelir. Hocası yine yoktur ama sorusunun altına bir cevap iliştirilmiştir.
+Kanuni şöyle sormuştur:
Meyve ağaçlarını sarınca karınca
Günah var mı karıncayı kırınca
-Ebussuud el- cevap:
Yarın Hakk'ın divanına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca
Ebussuud Efendi yaşlılık döneminde geçirdiği bir rahatsızlıkta, Sultan Süleyman'ın kendisi için yazdığı şiir oldukça manidardır;
" Hâlde haldaşım, sinde sindaşım, ahiret karındaşım, tarik-i Hakk'ta yoldaşım."
Hafsa Sultan'ın Manisa Külliyesi,1520'lerde atılmış bir yapılar topluluğudur. Külliye içinde cami,sıbyan mektebi, hankâh, imaret ve iki adet de medrese bulunmaktadır.Hafsa Hatun'un vefatından sonra oğlu tarafından külliyeye bir hamamla 1 adet bimarhane eklenmiştir. Yunanlıların manisa'yı işgal ve terk dönemlerinde çıkardıkları yangınlardan Sultaniye külliyesi de nasibini alacak hankah ile imaret kullanılamaz hale getirilecektir.
Burası çok önemli; "Külliyeye ait medreselerden birisi ise (Tekke Medresesi) 1934-1935 yıllarında dönemin Manis Valisi Murat Germen tarafından yıktırılmıştır." :((
~Yavuz Sultan Selim~
Ünlü Mısır Sefer'inden; nice ganimet, halifelik ünvanı ve dev Memlüklü topraklarıyla dönerken gündüz vakti Üsküdar'a yanaştıklarında, orduyu konaklatacak, "Hünkarım neden bu kadar yaklaşmışken şehre girmiyoruz." sözleri üzerine, "Halk haftalardır ayakta bizi beklemektedir. Eğer gündüz şehre girersek insanlar bu başarıları bizden bilerek alkışlarlar. Hâlbuki bu başarılar bizden değil Allah'tandır." diyecek kadar toprak gibi mütevazidir.