" Sanki duygularımız dizginlenip denetlenebilir
şeylermiş gibi yazmışsın; neden?
Dizginleyebilseydik, duygu denmezdi onlara, düşünce
denirdi.
Duygularımıza neden aramak
Tanrı'nın varlığını sorgulamaktan farksız değil mi ?"
" Elin... Elin değmiş bu mektuba.
Teşekkür ederim; bana yazmamışsın ama
Elbette tanıdım yazını; değişmemiş hiç.
Değişen bir şey olmadı zaten,
Acı bile aynı acı. "
" İnsanoğlunun metafizik özentileri inanılacak gibi değil. Sefil bir protoplazma parçası.. İçi çirkin kavramlarla, zalim küçük duygularla dolu. Ama kendini önemli sayıyor ! Aslında biliyor musunuz, dünyadaki tüm sorunların nedeni de bu. "
".. acıya gerek yok. O halde neden acıların en büyüğünü çekenler, acının kaçınılmazlığını kabul etmeyenler oluyor? Sevgiyi ve neşenin sırrını elinde tutan bizler, neden buna mahkum ediliyoruz? Ve bizi mahkum eden kim? "
“ Ne yaşam ne de düşünce başka bir biçime sahip olabilir. Düşünce de piramit şeklindedir: Tabanı, amansız bir mücadelenin çok sayıdaki olgularından, tepesi ise hiç denecek kadar küçük, sipsivri bir sonuçtan oluşur. “
“ Ona daha gözlerinin ilk darbesinden itibaren aşık olduğumu şimdi çok iyi biliyorum. Bu tür talihsizlikler bir anda oluveriyor. Evet, hep bir anda oluveriyor. “
" Gençlik, gençlik! Her zaman adaletten ol. Kafanda adalet düşüncesi kararırsa bütün tehlikeler karşına çıkar. Şu da var ki, sana bizim yasalarımızın adaletinden söz etmiyorum. Onlar toplumsal ilişkilerin garantisinden başka bir şey değildir. Kuşkusuz bu adalete de saygı göstermek gerekir; ancak benim sözünü ettiğim adalet kavramı daha yüksektir. Benim anladığım adalet, insanların yargılamada hataya düşebileceği ilkesinden hareket eder ve bir hükümlünün suçsuz olabileceğini kabul eder. Bunu yapmakla da yargıçlara hakaret ettiği inancını taşımaz. "