Haydi, ne duruyorsunuz! Gülün, sevinin, hayat kadar tatlı şey var mı?
“Özgür mü diyorsun kendine? Sana hükmeden düşünceni duymak isterim, bir boyunduruktan kaçıp kurtulduğunu değil!” Nietzsche.
Her kitap bir yalnızlık imgesidir. Elinize alabileceğiniz, bırakabileceğiniz, açıp kapatabileceğiniz somut bir nesnedir, içindeki sözcükler bir insanın yalnızlığının yıllarını değilse bile aylarını gösterir, öyle ki bir kitapta her sözcüğü okuduğunuzda o yalnızlığın bir zerresiyle karşılaştığınızı söyleyebilirsiniz kendi kendinize. Bir adam tek başına bir odada oturup yazar. Kitap yalnızlıktan da, arkadaşlıktan da söz etse, kesinlikle bir yalnızlık ürünüdür.
Van Gogh’un bir mektubundaki şu sözlere rastladım; "Herkes gibi ben de aile ve arkadaşlık, sevgi ve dostça ilişki gereksinimi duyuyorum. Bir yangın musluğu ya da lamba direği gibi taş ya da demirden yapılmadım ki!”
Beckett in bir oyunundaki kişinin dediği gibi: “Alışkanlık öldürücü bir şeydir.” Zihin somut belirtilere tepki gösteremezse, duygusal belirtilerle karşı karşıya kalınca ne yapar?
Kitapların, karşı konulmaz bir güç olarak, siz ne yaparsanız yapın, kendi okuyucusunu bulacağına ve iyilik, doğruluk tohumlarını her yere saçacaklarına inanıyorum.