Psikolog Doğan Cüceloğlu'nun 8 bölüm, 31 başlıktan oluşan bu kitabı, iş yaşamını incelemektedir. Kitap gerçek yaşamdan alınan hikâyelerle, iş hayatında başarılı olmuş kişilerin kitaplarından yapılan alıntılarla içeriği zenginleştirilmiş olup Kitap; sıradan bir okuyucunun anlayabileceği bir şekilde yazılmış, dili akıcıdır.
Yazar, kitabında öncelikle temel kavramları oturtarak işe başlıyor. Özellikle kitabın ana temasına direkt etki edecek olan "sen ben anlayışı" ve "Biz bilinci" kavramlarını oturtarak işe başlıyor. Konuyla bağlantısı olan kavramları kitap ilerledikçe konunun içeriğine göre ve konuyla bağlantılı olarak kavramları açıklıyor.
Yazar, ana kavramları oturttuktan sonra bu kavramların iş yaşamına olan etkilerini inceliyor. Liderlik, yöneticilik, yönetici-personel ilişkisi, sendikalar, aile yaşamı-iş hayatı ilişkisi gibi konular üzerinde iki kavramın etkilerini inceliyor.
vizyon, kârlılık, üretim, verimlilik gibi kavramları da yine "sen ben anlayışı" ve "biz bilinci" kavramlarının oluşturduğu bakış açılarını karşılaştırarak bu kavramlarının etkilerini inceliyor.
Eğer siz de iş yaşamınızda bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorsanız bu kitabı okuyabilisiniz. Eminim ki ister yönetici olun ister personel olun bu kitap size iyi bir rehber olacaktır.
Psikolog Doğan Cüceloğlu, bu kitabı Türk toplumunu gözlemleyip edindiği gözlemlerini bilgisi, tecrübesi ve becerisiyle harmanlayarak oluşturduğu "mış gibi" kavramı üzerine yazmış.
Kitapta "mış gibi" kavramı hayatın içinden örneklerle anlatılmış olup sohbet şeklinde okuyucuya sunulmuş. Kitap, hayali bir karakter olan Öğretmen Arif Okurer ile Doğan Cüceloğlu arasında geçen sohbetler şeklinde yazılmış. Ayrıca kitap; okuyucu yormadan, sıkmadan sıradan bir kimsenin anlayacağı akıcı bir dille yazılmış.
Yazarın güçlü gözlem yeteneği sayesinde ve engin bilgi ve tecrübesiyle ortaya çıkan bu eşsiz eser, adeta toplumumuzun fotoğrafını çekmiş. Yazar, yaşanmış olaylardan örnekler sunarak mış gibi kavramının daha kolay anlaşılmasını sağlamış. Ayrıca hayali karakter yardımıyla hem tartışma ortamı yaratarak bir nevi okuyucunun aklından geçebilecek soru ve yorumları kitaba katmış, kitabın eğiticiliğini arttırmış hem de kitabı başarılı bir şekilde sohbet havasında okuyucuya sunmuş olup kitabın akıcı olmasını sağlamış.
Siz de toplumuzun fotoğrafını incelemek hatta bu fotoğrafın "ne" anlatmak istediğini öğrenmek istiyorsanız bu kitabı okumalısınız. Eğer bu kitap hoşunuza giderse devamı niteliğinde olan "Korku Kültürü" kitabını da okuyabilirsiniz.