Kitap, 2.Dünya Savaşı'nda yahudi toplama kamplarında yaşanan soykırımı 9 yaşlarında, üstelik aynı gün doğmuş Yahudi ve Alman iki çocuğun tel örgüler ardındaki dostluklarının, çaresizlik ve yalnızlıklarına nasıl ilaç olduğunu anlatıyor dersek yeridir sanırım. Ama bu iki çocuğun çaresizlikleri farklı. Bruno, Alman bir kumandanın oğlu. Babasının işleri sebebiyle yaşadıkları yerden ayrılmak zorunda kalmış, kaşif olmak isteyen, arkaşlarını özleyen, umutsuz vaka bir ablaya sahip, yeni taşındıkları yerde oldukça yalnız hisseden, odasının penceresinden bakarken gördüğü çizgili pijama giyen insanların kim ve neden böyle giyindiklerine bir türlü anlam veremeyen bir çocuk. Tel örgünün bir diğer tarafında ise Shumel adında zayıf, gözleri içe çökmüş, sağ koluna üzerinde yıldız benzeri sembol olan bir kolluk takılması istenmiş, saçları kazıtılmış bir diğer çocuk. Kitabı okurken, çocuklara bir dünya borçlu olduğumuzun farkına varıyoruz. Toplama kamplarında yapılan soykırımlar, savaşlar, göçler... Günümüzde Suriye, Myanmar, Ukrayna, Filistin... Savaşlar en çok çocukları etkiliyor ve politikacıların hırsları uğruna bir dünya yok oluyor. Her çocuk bir dünyadır ve kitapta geçen iki çocuk karakter savaşın acı yüzünü çok masumane bir şekilde gözler önüne seriyor. Arka kapakta yazdığı gibi, okumanın zevkini bozmasın diye daha fazla yazmak istemiyorum.
İnsanların öldüğü hiçbir dava haklı değildir.
Keyifli okumalar.