Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Froz
Froz
@Froz
Düşünce gerçektir, fiziksel olan illüzyondur.
Lisans
222 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Merhaba güzel insan '' diyerek videolarına başlayan kendisini youtube aracılığıyla tanıdığım naif insan,psikolog . Ayrıca diğer sosyal medya hesaplarından da takip etmekteyim (İnstagram ve spotify ) . Kendisinin ayrıca tedx konuşması da youtube da mevcut olup ,izlemenizi tavsiye ederim.
Kitaba gelecek olursak ''Kendine İyi Davran Güzel İnsan
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Adını her zaman duyduğum ,kitaplarını raflarda gördüğüm ama bir türlü okuma çabası göstermediğim kitapların yazarı o. Hangi kitabıyla başlamalıydım sorusunun cevabını bu kitapla buldum. İlk başta yavan bir tat verse de okudukça içten içe sardı hikâyesi beni.
Ona Isyan adını vermiş zaman zaman Bakü diye de geçiyor karakterimizin adı. Isyan 'Bir insanın hayatının doğumuyla başladığına emin misiniz?' diyor anlatmaya başlamadan önce. Gerçek hayatta da öyle değil midir zaten. Hikâyelerimiz aslında biz doğmadan önce başlamaz mı... Sonra şöyle devam ediyor " Benim hayatım, doğumumdan yarım asır önce, Boğaz kıyısında, hiç görmediğim bir odada başladı. Bir felaket yaşandı, bir çığlık koptu, delilik dalga dalga yayıldı ve bir daha da durmadı. Öyle ki ben dünyaya geldiğimde, çürüme çoktan hayatımı sarmıştı." . Hayatının nasıl şekilleneceğinin ipucunu burada biraz olsun veriyor Isyan. Hikâyesi böylece Istanbul da başlamış oluyor sonra Beyrut sokaklarına uzanıyor,oradan Paris e .... Hikâyesinde neler mi var göç var en başta, ırkçılık var, din var, savaş var,delilik ve bir o kadar da aşk var.
Amin Maalouf hikâyeyi öyle güzel işlemiş ki Isyan ın hayatını onunla beraber yaşatıyor bize. Bizler istesek de istemesek te köklerimize bağlıyız. Ve hayatta savaş denen bir olaya tanık oluyorsak,onun yıkıcı özelliğini bilmek için hangi coğrayfa da olduğunun bir önemi yok. Sevgi ise en sonsuz en kutsal en iyileştirici unsur. Amin Maalouf bize bunları hatırlatıyor. Keyifli okumalar....
560 syf.
7/10 puan verdi
Jung un Keşfedilmemiş benlik kitabı okuduğum ilk kitaptı ve beni çok etkilemişti. (Mutlaka okuyun! ) Daha sonra diğer kitaplarını okumak için araştırdım İnsan ve Sembollerini aldım , ama okumadım henüz ,kütüphanemde bekliyor. Biraz daha araştırınca Anılar,Düşler ,Düşünceler kitabının biyografik kitap olduğunu öğrendim yalnız siteden aldığım için
Okur Takip Önerileri
1/10 puan verdi
Birkaç alıntı paylaşsam da sabredip kitabı bitirmekti niyetim, fakat ne mümkün! Daha fazla bilimsel içeriğine dayanamadım. Yüksek bilinç düzeyine erişemediğimden olsa gerek. Akaşa yayınlarını severim, yalnız neden böyle kitapları basarlar anlamıyorum. Ziyan olarak görüyorum. Beyaz ve kırmızı seri kitaplarıyla adını duydum. Bu kitap adından
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaptan dolayı ben de yalın ve kısa bir yazı yazacağım. En başta belirtmem gereken nokta ise ; mutlaka kitaplıkta olması ve okunması gereken bir kitap olduğudur. Yılmaz Özdil kalemine köşe yazılarından aşinaydım. Nitekim kitapta aynı yazı diliyle yazılmış ve okuması oldukça kolay . Bu açıdan herkesin rahatlıkla okuyabileceği bir kitaptır.
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Evlenmeyi hiçbir zaman düşünmedim.
Bir kez hariç.
Bir kez ve sonuna kadar .
(Philippe Sollers )
Bulgaristan da başlayan yaşam(Julia ) Paris te aşkını bulur. İki farklı kültür ,ortak dil aşk. İki yazar . Julia nın dediği gibi karşılıklı ve birbirleriyle kıyaslanmaz iki özgürlükle beslenen,aşk dolu ve bilinçli sürekli bir uyum.
Karşımızda iki
112 syf.
7/10 puan verdi
Siz bilgeler,yüksek ve derin bilgili
Sizler ki derin düşünür ve bilir misiniz
Nasıl,nerede ve ne zaman,çiftleştiğini her şeyin
Niçin sevişildiğini,öpüşüldüğünü?
Siz ulu bilgeler,yüzüme söyleyin !
Kafa patlatın bakalım,bana ne olduğuna
Nerede,nasıl ve ne zaman,
Niçin başıma geldiğine bunların ,hadi kafa patlatın !
(Bu nasıl çeviri ! Neyse konunun
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Vamık Volkan ismini ilk kez iki yıl önce bir video da ünlü bir ismin okuduğu kitabı tavsiye etmesi üzerine öğrenmiş oldum. Tavsiye edilen kitapta 'Gidenin Ardından' dı. O kitaba ulaşamadım ve diğer kitaplarını araştırmaya başladım. Atatürk hakkında yazmış olduğu bu kitabı gördüm ve büyük bir heyecana kapıldım. Nedeni şuydu ; şimdiye kadar O' nun
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap soru-cevap şeklinde yazılmıştır. Öncelikle okuyucu bunu bilsin. Buna rağmen okuması çok keyifli bir kitap :) İlber Ortaylı gerçekten çok dolu bir insan, kendisi deyim yerindeyse tam bir entelektüel ki kitapta ne demiş entelektüel için ''üstüne vazife olmayan işlerle ilgilenen kişidir. '' Öyle ki tarih dışında ; edebiyattan tutun
112 syf.
10/10 puan verdi
Raşit Çavaş ın sunuş yazısından bir bilgidir : ' Dedesi şair Mehmet Nazım Paşa 'nın da etkisiyle çok küçük yaşlarda şiir yazmaya heves duyan Nazım Hikmet çocukluğunda hangi etkiler altında ilk şiirlerini yazdığını dostu Zekeriya Sertel ' e anlatır :'' 17 yaşında galiba ilk şiirim basıldı.Yani 'Serveliklerde',yani mezarlıklarda ağlayan,hayatında sevmiş ölüler üstüne idi. Yahya Kemal düzeltmişti birçok yerini .Sonra kızlara tutuldum.Şiir yazdım. Sonra Antant devleti İstanbul u işgal etti.Onlara karşı ve Anadolu savaşını tutan şiirler yazdım. Ama artık dilim temizce idi. Ve hece vezniyle de doğru dürüst kafiyelerle yazmasını da öğrenmiştim. ''
Nazım Hikmet in şiir serüveni böyle başlıyor. Yaşadıklarıyla da -Rusya da ki yaşamı, hapis günleri ve Piraye den ayrı kaldığı zamanlar - şiiri değişiyor,dönüşüyor. Kafiyeleri değiştiriyor mesela önce ,sonra vezinsiz ,serbest şiirler yazıyor . Sözcükleri merdiven basamakları gibi yazıyor. Bu kitapta da örnekleri mevcut zaten. Nazım için ' Romantik devrimci ' deniliyor. Şiirlerinde de bu özelliği hissediliyor ,ama beni en çok etkileyen belki de üzen şiirlerinde memleket özlemini dile getirmesi olmuştur.
Bu kitapta onun en çok bildiğimiz dizelerinin geçtiği şiirler yer alıyor. Ayrıca kitabın sonunda ' Otobiyografi ' şiirine yer verilmiş. Nazım ı anlatan tek şiir olabilir belki de... Şiiri vefatından iki yıl önce yazmış . Bu açıdan da kitap okunmalı bence....
64 syf.
8/10 puan verdi
Zweig üstad insanın hastalıklı ruh halini gerçekten iyi tasvir ediyor. Bu kitabı da yine en iyi örneklerinden biri saplantılı bir adam var karşımızda.... İlk başta olay örgüsünü anlamakta güçlük çektim bu benim algı zayıflığım olabilir :))) kitabın sonuna doğru durum netleşince anladım . Kim nedir hikayede rolü nedir ? Az biraz ters köşe olayı da var diyebilirim bu açıdan . Gözde Zweig kitabım olmasa da okunmaya değer .
272 syf.
8/10 puan verdi
İnceleme yazısı yazıp yazmamak arasında gidip geldim ,sonra dedim birkaç bir şey yazayım kitap için. Kitaba başlayıp bitirmek arasında üç ay gibi bir süre var neden böyle oldu , yani kitabı sırf okumuş olmak için okumadım haftalık programı takip etmek istedim ; eğer bir çırpıda okumuş olsaydım haftalık programı uygulamayacaktım. İki hafta programı
Farkındalık: Çılgın Bir Dünyada Huzur Bulmak İçin Pratik Bir RehberMark Williams · Pegasus Yayınları · 2015136 okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
Kitapta beni en çok etkileyen şey hikaye değil , yazarımız Zweig beyin kadın karakterimizin duygu,düşünce ve ruh halini bize bu denli başarılı anlatmasıdır.Ben bu noktada tutuldum kitaba.
Bilinmeyen kadının çocukluğundan başlayarak anlattığı ve hatta analiz ettiği desek daha doğru olur; çünkü karakterimizin geleceğine yön verecek kararlarının temeli burada atılmıştır. Yazarımızda bunu bize çok iyi anlatmıştır. Bilinmeyen kadın nitekim eksikliğini yaşadığı 'baba sevgisi' de diyebiliriz ;yine ona karşılık veremeyecek bir adam seçerek devam ettirir. Psikolojide de bu durum böyledir Alışageldiği hayattan çıkamaz insan.Zweig resmen edebiyat ile psikolojiyi harmanlamış bence. Neyse efendim.... Bu da yetmiyormuş gibi gizemli kalır. Hayır yani baştan bir hata yapmıştır sonrasında bari olayı açıklığa kavuştur değil mi ? Yok ;o çok seven,sadakatlı, bağımlı kadın ta ki yıllar sonra -hala farkedileceği ümidi taşıyordur ,ama o da olmayınca- bu olaya bir son verir. Bu noktada birçok kişi bay R ye kızmış olabilir ,yok efendim ,suç demeyelim ama bilinmeyen kadındadır bütün kabahat....
Zweig bize aslında kitapta sağlıksız bir sevgi nasıl olur ,bunun tasvirini yapmıştır. Okumayan kalmadıysa hala mutlaka okusun derim. Okuduğum üçüncü Zweig kitabıydı ,şimdilik en başarılı bulduğum kitabı budur efendim.
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,5bin okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
İkinci Yeniler diye bildiğimiz şairlerden olan Cemal Süreya nın ilk şiir kitabıdır ''Üvercinka '' . Zamanında kendisine sormuşlar sizi tanımak isteyenler hangi kitaplarınızı okusunlar diye ; üç kitap adını söylemiştir ( umarım o notu bulurum üçüncü kitabı hatırlayamıyorum ; ikincisi 'Beni öp sonra doğur beni ' ) bu kitabı da onlardan biridir.
Ben şairi tanımak adına alıp okudum kitabını ironi ve erotizmi harmanlayarak kendine has üslubuyla yazmış şiirlerini . Her ne kadar kafamda naif bir insan olarak canlandırmış olsam da kendisini şiirlerini analiz edecek kadar şiir ruhuna sahip değilim. O yüzden gidip bir de şu belgeseli izledim : youtube.com/watch?v=iRcwVRG... (Kendisini şiirlerinin özünü oluşturan ruh halini ,düşüncelerini onu yakından tanıyanlar çok güzel anlatmışlar. )
96 syf.
7/10 puan verdi
Kitabı okuma sebebim Cemal Süreya 'dır efendim. Cemal Süreya merakı ya da hayranlığı nereden geliyor nerdesiniz , geçen gün vefatının yıldönümü sebebiyle önüme bir videosu çıktı öyle samimi bir videoydu ki (Videonun uzun hali trt arşivden kaldırılmış ,3 dk lık hali birçok yerde mevcut . Doğan Hızlan'la şiire yönelmesi ve şiir hakkında konuşmasını içerir. İşte bu video şairin şiirlerini okuma isteği uyandırdı bende ve yolum bu kitaba kadar ulaştı ) .
Kitaptan bahsedecek olursak üç şairimiz ''Nazım Hikmet,Cemal Süreya ve Ahmet Arif '' hakkında anekdotları içerir.
Üç şair,
Üçü de yaşamda değil.
birini görmedim(Nazım Hikmet).
Biriyle fakülte yıllarında arkadaş oldum(Cemal Süreya).
Biri,gece Ulus'a gelmiş ,''Ben Ahmet Arif,kurban!''demişti. Diyerek başlar kitabına ...
Erdost kitabında şairlerin hangi düşünce etkisi altında kaldıklarını ve şiirlerinden örnekler vererek açıklar . Özellikle Nazım Hikmet hakkında detaylı bilgiler var kitapta. Cemal Süreya için de aynı özeni göstermiş ki kendisi yakın arkadaşıymış. Vefatında hissettiklerini de ölüm başlığı altında samimi bir dille ifade etmiştir. Ahmed Arif i de mavzerine şiir doldurur başlığında az ve öz olacak şekilde şiirlerini inceleyerek anlatmıştır.
Kitapta yazılanlar aslında şairler hakkında bir nevi önbilgi sağlasa da biraz daha kapsamlı olabilirdi belki de . Şiirlerle arası pek de iyi olmayan ben doğru bir başlangıç mı yaptım hala emin değilim ama sizler şairlerin şiirlerini okumuş ve hayatları hakkında az da olsa bilgi sahibiyseniz işte bu kitap tam size göre.
56 syf.
9/10 puan verdi
Okuduğum ikinci Zweig kitabı. Üç öyküden oluşuyor. İlki ölüm cezasına çarptırılmış iki gencin aşk hikayesi .... Ölüme bile beraber gitmeyi göze alacak kadar birbirini çok seven iki insanı anlatır bu hikayede. İkincisinde toplum tarafından dışlanmış iki yalnız insan vardır . Diğer iki öyküye göre daha kısa tutulmuş kitapta. En etkileyici olanı bana göre üçüncü hikayedir . Bir annenin oğluna bağlığını anlatır. O da görsel olarak toplumdan dışlanmıştır ve onu hayata bağlayan yegane varlık oğludur . Savaş dönemi sırasında ayrı kalmaları gerekir ve bu mücadelenin hikayesi anlatılır. Üç hikayede de duygular iyi tasvir edilmiştir. Bir solukta okunacak kitaplardandır.
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Benim adım Toyotomi Hideyoshi ve bugün ben , tüm Japonya 'nın hükümdarı, gücün kati zirvesine ulaşmayı başarmış ilk köylüyüm. Pozisyonunu,doğum hakkı ile değil,çok çalışarak kazanan-hükümdarlığım sırasında yaşamış iki yüzden fazla bey arasındaki - ilk feodal bey bendim. Yoksulluktan , güçlü bir ulusun hükümdarlığına ve binlerce samuray
362 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
open.spotify.com/track/5iGleL7Hp... ; youtube.com/watch?v=zHxN2ZD... ( Fonda çalsın siz bu yazıyı okurken )
Zarafet kelimesinin yanında sevgi kelimesinin de karşılığı olabilir kendisi.... Zorlu bir çocukluk dönemi geçirmiştir. Annesinde yeterli sevgiyi göremediği gibi babasının onları
96 syf.
9/10 puan verdi
Site sayesinde gözümden kaçan (ilgi duymadığım için belki de) kitaplar keşfettim . Bu kitap da onlardan biriydi. Ben kitap okumak kavramını bilgi edinmek üzerine yorduğum için zaman zaman romanları vakit kaybı olarak görüyorum . Ta ki zihnim okuduğum kitaplardan yorulup bir mola vermek istediği zaman romanlara başvururum. Öykü okumak ise hiç alışkanlığım olmayan bir şeydi... Bu kitabı görmem ve burada ciddi anlamda emek sarfedip inceleme yapan arkadaşlar sayesinde o türe de ısındım. Hatta romana göre daha sıcak ve samimi geldi.
Kitapla ilgili ise uzun uzadıya bir yazı beklemeyin benden :) Sadece belirtmek istediğim birkaç şey var ; ana karakterin ruhen hissettiğini yazar size de hissettiriyor. Bu açıdan anlatımı enfes , olayın kendisi ise çok üzücü.... Ana karakter yanında yardımcı karakterlerde çok iyi tasvir edilmiş ,hatta onları da hissedebiliyorsunuz. İnsani olumsuz duygu ve davranışları tam da dozunda size anlatıyor. Sonu biraz farklı gelse de ben bu öyküyü çok beğendim. Geç olsa da okuduğum için mutluyum.
64 syf.
9/10 puan verdi
Ressam ve eseri arasındaki derin bağlılığın öyküsü... Gerçekten nefis bir tat bırakıyor bilinçte.
Frenhofer başyapıtının üstünde on yıl çalışır ve bir gün bu eserini iki genç ressama gösterir. ( Bu kitabın arkasında bize verilen kısa öz bilgi öykünün sadece başlangıç kısmıdır. ) Öykümüz asıl bundan sonra başlar.
Ressamımız eseriyle olan bağını o kadar güzel anlatır ki okuyucu olarak beni de hayran bırakır. Öykü de sanatın ölümsüzlüğüne de vurgu yapılmaktadır. Sonu sürpriz biten bir öyküdür ayrıca.
Samih Rifat kitabın çevirisini yaparken bize ön bilgi de vermiştir; ayrıca kitabın uyarlaması olan "La Bella Noiseuse" isimli bir film olduğuna da öğrenmiş oldum bu sayede. Keyifli okumalar...
186 syf.
9/10 puan verdi
Kitabımız Emerson 'ın 1841 ve 1844 yıllarına ait iki bölüme ayrılmış denemelerini içermektedir. Alt bölümler ise özgüven,dostluk,ilahi ruh,şair ,tecrübe, tarih ve ilahiyat fakültesi söylevi şeklindedir. Yazara ait okuduğum ilk eser olması sebebiyle kitabı biraz ağırdan alarak okudum ... Buna karşın yazı dili oldukça anlaşılır ve yalın . Okurken ister istemez altını çizdiğim hayat felsefesi niteliğinde bolca cümle oldu. Yazarın aynı zamanda din,tanrı ve ruh kavramlarıyla içiçe olduğuna da belirtmek isterim. Dostluk ve tecrübe başlığı altında yazdığı deneme yazısı kitapta en beğendiğim bölümler oldu.
120 syf.
9/10 puan verdi
Oldukça şık bir kitap... Kitap kapağında bir çift el olması ve söz konusu resim olunca oldukça manidar.. Arka fon ise kırmızı renkte. Kitap sayfalarının rengini ise çok beğendim ve oldukça kaliteli. Gelelim içeriğine .... Kitap Leonardo ve dönemiyle başlıyor. Sırasıyla bölümleri şöyle; Leonardo nun elyazmalarının başından geçen inanılmaz serüven,resmin felsefesi,resim üzerine,ışık ve gölge,perspektif,pratik bilgiler ve genç ressama dır. Kitabın içinde Leonardo nun çizimlerine ait görüntüler ve tabloları da mevcut. Kitap Leonardo nun resim sanatının inceliklerini anlatan ve başarılı bir ressam olmanın püf noktalarına dair notlarından oluşmaktadır. Okurken zekasına hayran olmamak elde değil. Bazı notlarında resme dair incelikleri tavsir ederken öyle güzel betimlemeler yapıyor ki resim sanatında neden bu kadar başarılı olduğunu anlayabilirsiniz. Notlarda kendinize ders çıkaracağınız düşünceler de mevcut. Resim sanatına ilgi duyanlar ve Leonardo zekasını merak edenler için okunması gereken bir kitap. ( İnceleme silindiği için ikinci defa yazmak zorunda kaldım . )
368 syf.
7/10 puan verdi
Neil isminde (hastanın gerçek adı kullanılmıyor ) epilepsi hastasının; epilepsi ameliyatına hazırlığı, ameliyat anı ve ameliyat sonrası anlatılıyor. Diyaloglar sohbet havasında ve bilimsel verilerle , yer yer felsefi ve sorgulayan düşünceleri de kapsayarak yazılmış. Söz konusu beyin adlı organ olunca işin içine düşünmek, davranış biçimleri ,fizyoloji,nöroloji ve psikoloji de dahil oluyor. Kitap bana biraz ağır geldi. Konu esasında güzel, kurguda da sıkıntı yok. Anlatımından mı desem, cümle kuruluşundan mı ya da tıbbi terimlerle sürecin anlatım safhaları mı belki de hepsi olabilir,kitabın hazmını zorlaştırıyor. Ben ara ara kitaptan koptum okurken. İlk başta büyük heyecanla başladım. Ortalara doğru ilginç bilgiler edindim ve bunları sizinle de paylaştım. Sona doğru yine konudan uzaklaştım, ama kitabı bitirebildim. Mutlaka okuyun diye ısrar edemem. Konu İlginizi çekiyorsa okumanızda fayda var.
204 syf.
9/10 puan verdi
Kitap hakkında detaylar mevcut,dikkat! (Henüz okumamış olanlar es geçin lütfen )
Ölümün masalı diyebilirim, evet. Hikâye önce insanların ölümsüzlükle tanışmasıyla başlıyor. İnsanoğlu haliyle bocalıyor. Ölmek üzere programlamış bir hayat düzeni var nihayetinde... Ama insanoğlu buna da çözüm buluyor, ölmek isteyenler bir yolunu bulup bunun gerçekleşmesini sağlıyorlar. Derken olay devlet eline dek uzanıyor. Halkın çözümü devletin çözümü oluyor. Derken bir gün ölüm yine varlığını gösteriyor hem de bir anda... Ve ölmesi gerekenler bir anda ölüyorlar. Kısa zaman sonra mektuplar ortaya çıkıyor ve ölümün bir bildirisi oluyor eflatun renginde bir mektupla.. peki bu ölümlerin arkasında kim var? Bir kadın olabilir mi ? Bilmiyoruz... Mektuplar insanlara ölümlerini bildirecek şekilde belli bir süre önce ulaştırılıyor. Belki ansızın olmayan ölüm insanlara son bir şans vermek istiyordu. Yalnız bir sorun vardı, bir kişi. .. Mektupların geri döndüğü ve bir türlü ölmeyen bu kişi ölümün bile canını sıkmaya başlamıştı. Ölüm müzisyen kimliğin ardındaki bu kişi uğruna insan kılığına büründü ne tesadüf değil mi hem de kadın olarak. Hikâyenin sonuna doğru ölüm aşka yenik düştü ve ertesi gün hiç kimse ölmedi. Masalsı demem bu yüzdendir.Yazar bize ölümün varlığını en çok da yokluğunu çok güzel tavsir etmiş. Bilinçte nefis bir tat bırakıyor bu kitap. Bir ölüm düşünüyorsunuz ölümsüz bir ölüm sonu aşkla biten. ....
504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap altmışdört bölüm ve üç ekten oluşmakta . Bölüm içerikleri soru cevap şeklinde yazılarak anlatılmış ; ki bence böyle bilgi edinmek daha kolay ve anlaşılır olmuş . Konuya tarih içindeki besinlerimizin değişimi ve kronik hastalıklarla giriş yapılmış , ardından şekerin tarihi ,mısır şurubu,tatlandırıcılar ,içecekler ,yağ çeşitleri (7 bölüm), süt konusu (4 bölüm) ,vejetaryen beslenme konusu , tarım ilaçları ,GDO, (MSG) mono sodyum glutamat ,hamilelik ,sporcu beslenmesi ,kronik hastalıklar ,kanser ,astım ve alerji, depresyon ,MS ve alzheimer konularından bahsedilmiş. Her bölümde nedenleri ve ne yapılabilir sorusuna cevap verilmiş. Kitap adı 'diyet' gibi algılansa da her sağlıklı olmak isteyen ve kendine değer veren bireyin okuması gereken bir kitap. Çoğu bilgileri internet ortamından edindiğimiz şu zamanda elimizde sağlam bir kaynağın da olması gerektiğini düşünüyorum. Bilgileri güncel tutmak adına da başucu tabiri çok yerinde olacaktır. Nasıl ki edebi kitaplar ruhumuzu besliyorsa ,beden sağlığımız için de bu tür kitaplar önemli arkadaşlar,kısaca okuyunuz.
158 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hiçbir şey bilmeyen,hiçbir şeyi sevmez.
Hiçbir şeyden anlamayan insan değersizdir.
Oysa anlayan biri,
Hem sever hem fark eder hem de görür...
Bir şeyde ne kadar çok bilgi varsa,
O kadar büyük sevgi vardır...
Bütün meyvelerin çileklerle
Aynı zamanda olgunlaştığını zanneden biri,
Üzümleri hiç tanımıyor demektir.
PARACELSUS
Dizeleriyle başlıyor kitap , ne kadar anlamlı.... Erich Fromm ' Sevme Sanatı ' kitabında ilk başta 'Sevmek bir sanat mıdır ? ' sorusuna cevap veriyor . Daha sonra 'Sevgi Kuramı'n dan ,sevgi nesnelerinden (insan sevgisi,anne sevgisi,cinsel sevgi,kendini sevme,tanrı sevgisi) ,'sevgi ve çağdaş batı toplumunda sevginin çöküşünden' ve sevginin uygulanmasından bahsediyor. Sevmenin sanat olduğunu ve öğrenilecek bir kavram olduğunu ifade ediyor. Köklerinin sağlam olmasının anne ve baba da bittiğini açıklıyor. Sağlıklı bir sevginin tanımı yapıyor.Bana göre herkesin mutlaka okuması ve kütüphanesinde bulunması gereken kitaplardan.... Okuyunuz kitap dostları.
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Chanel efsanesi diye bir şey var ; ki ölümünden sonra bile adıyla yaşayan bir kadın o. Bir azim ve başarı öyküsü. Yazar kapsamlı bir araştırma yapmış. Biyografik kitapları okumayı sevenler lütfen okusun.
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Özellikle sağlık alanında çalışanların büyük bir keyifle okuyacağı muazzam bir kitap. Hem bilgiler güncelleniyor, hem de tarihçesiyle birlikte yeni bilgiler edinmemizi sağlıyor yazar.
