Sadece suçlular özür dilerdi, sadece saklayanlar bilirdi sakladıklarının nerede olduğunu, sadece ateş dokunabilirdi ateşe, su güneşe dokunsa sönerdi güneş. Biliyordum, bilmediğim bir şeyler vardı. Tahmin edemediğim, etmediğim, edemeyeceğim. Ve biliyordum, ateş güneşe dokunduğunda bu sefer harlanmayacaktı güneşin ateşi, bu sefer güneşi söndüren su değil ateştı. Bizim güneşimiz sönmek üzereydi. Bizi karanlık, kapkaranlık günler bekliyordu...