Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gizem Karakoç

Gizem Karakoç
@GizemKarakocc
Eğitim Tasarım Yöneticisi
MBA Yüksek Lisans
Üsküdar
İstanbul
8 okur puanı
Mayıs 2024 tarihinde katıldı
172 syf.
7/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Silinmiş Sahneler
Silinmiş SahnelerHakan Bıçakcı
7.5/10 · 145 okunma
Reklam
Peki yaşayanın ölü gibi bakması mı daha korkunç, ölünün yaşıyor gibi bakması mı?
Sayfa 150Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
On bacağını kaybetse bile yürüyüp giden bir kırkayak gibiyim.
Sayfa 148Kitabı okudu
Sayın George Orwell, dünya öyle bir hale geldi ki, torunlarınızın en büyük korkusu öngördüğüz gibi sürekli gözetim altında olmak değil. Yaptıklarının, paylaştıklarının, ceplerinde taşıdıkları kameraları ile kesintisiz olarak çektikleri hallerinin görülmemesi yani gözetlenmiyor olmak. Saygılar.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Beyoğlu’ndaki şimdi kapanmış olan iki katlı kitapçıda mesela. Avcılıkla ilgili sert kapaklı kocaman bir kitabı “hobi” bölümünden alıp polisiyelerinin toplandığı “cinayet” bölümüne koyuyordum. Üşenmeden, her seferinde. Tekrar ziyaret ettiğimde kapağındaki objektife bakan zarif bir yaban geyiği olan kitabı eski yerinde buluyordum, yeniden hobi yazısının altından alıyor, inceler gibi kasaya doğru ilerler gibi yaparak uzaklaşıyor ve cinayet yazısının hemen altına yerleştiriyordum, ön yüzü dönük olarak. Bu yarı şaka yarı ciddi protestoyu bir sene kadar sürdürmüştüm.
Sayfa 126Kitabı okudu
Hepimiz telaş içinde kıvranıyorduk. Onaylanmak, ilgi görmek, takdir edilmek, hayranlık uyandırmak için. Bitmek bilmeyen patolojik bir beğenilme ihtiyacı.
92 syf.
9/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Kambur’un ardından en ciddi istismar çeşitlerinden biri olan çocuğun ihmal edilmesi konusunda bir iki cümle kurabilirim sanırım. Ama önce ağlamamın bitmesini beklemeniz gerek. Başımdan dürtüsel ve iletişimsiz insanlardan oluşan 150 sayfalık bir saadet(sizlik) zinciri geçti.
Kambur
KamburŞule Gürbüz · İletişim Yayıncılık · 20196,1bin okunma
Elimden tutsaydı elinden tutardım. Yapacak bir şey yok, herkes kendi kaybının mesulü ve herkes kendi yarasının yasında.
Düşen değil iten suçludur. Çünkü eksik her insan, toplumca belirlenen kaidelere göre adına yanlış denen ve benim kati suretle reddettiğim eylemleri yapmaya meyillidir. yapılan her yanlış yapanın olduğu kadar itenin de suçudur. Bana kalırsa toplum bireyden daha suçludur. Ondan ötürüdür ki evliyken bir adamı sevmiş olmamın cezai bir hükmü var ise lütfen bunu herkese pay ediniz. Zira bundan sonra kimsenin yerine üzülmeyecek, kimsenin yükünü omuzlamayacağım. Kararım her şeye rağmen katidir. Nokta.
Reklam
Beni hep yüreğinde taşımanı istiyorum demeyeceğim, çünkü yürekte taşınanların da bir yük olduğunu kepaze bir yaşam sürerek anlamış oldum. Sen beni anla ve hatırına geldiğim vakitlerde gülümse kafi.
Bana göre, şiir yüzünden ağlamak caizdi; şiir yazmadan ölmenin günah olduğu kadar.
En kısa seferi üç ay süren bu genç kaptanı sokakta görünce hem gurur duyar hem de utanırdım. Böyle bir güzelliğin yanında kendimi daha kusurlu hissederdim. Onun başarıları dilden dile yayılırken, ben hiçbir işe yaramayışımın verdiği elemi göğsümde ince bir sızı gibi taşırdım. O çok yakışıklıydı… Ve ben çok yakışıksızdım!
Gizem Karakoç

Gizem Karakoç

, bir kitabı okumaya başladı
Akhenaton
AkhenatonTuna Kahraman
8.4/10 · 91 okunma
Gizem Karakoç tekrar paylaştı.
Akhenaton! / Söyleşi şenliğimizde bu hafta!
Bir söyleşi akşamını daha geride bıraktık ve yeni haftamıza
Akhenaton
Akhenaton
ile devam ediyoruz. 21 Mayıs akşamında grup üyesi yazarlarımızdan
Tuna Kahraman
Tuna Kahraman
'ı bu defa konuk olarak ağırlayacağız. Aramıza katılmak isterseniz mesaj atabilir bidünya etkinlikte bizimle olabilirsiniz. 🌸
Tuna Kahraman
Tuna Kahraman
🙏
Mesela lisede anneannemde kaldığım hafta. Çantamda Smashing Pumpkins’in Siamese Dream albümüyle gitmiştim eve. Anneannemin bana hazırladığı misafir odasındaki tek kasetçalarlı bordo teypte döne döne çalmıştı. Ve hayatımın o haftası o albüm olmuştu. Şimdi gittiğin her yere dünyanın tüm müziğiyle gidiyorsun ve albümler dönemlerle birleşmiyor. Artık ne istersen dinleyebilirsin. Artık ne istediğini bilmiyorsun.
Reklam
“Ne yapayım ben mi kurtaracağım memleketi?” Ama içten içe zehirliyordu bu iş beni farkındaydım. Hiçbir şey yapmasam bile bir parçası olmaktan kurtulamayacağım yozlaşmanın merkezinde çark çeviriyordum. İlk fırsatta kurtulmalıydım.
Hemen yanında “Sertifikalı Dezenfeksiyon” damgası vardı. En güzeli ise bir başka köşedeki “Güler yüzlü uzman ekibimizle ve sabit fiyat garantisi ile hizmet” yazısıydı. Gözümün önüne yüzlerdeki gülümsemeleri bir an için bile bozmadan örümcekleri, akrepleri, hamam böceklerini, çıyanları zehre boğan bir ekip geldi. Aralarında, sırıtarak türlü haşeratın üstünde tepinen rengarenk postallı palyaçolar da vardı.
Çocukken okuduğum kısaltılmış bilim kurgu klasiklerinde 2000’li yılların göğü uçan otomobillerden geçilmiyordu. Yıl olmuş 2022, dolmasını beklediğim dolmuşun arka köşesinde, tozlu camdaki “beni yıka” yazısına bakıyorum.
Güneşin altında iyice ısınmış minik ateş topunu ter içindeki göğsüme bastırıp mahallenin yolunu tuttum. Evimizdeydik. “Ben canımı sokakta bulmadım” derler ya, ben canımı sokakta bulmuştum.
Dedikodu rahatlatıcıydı. Dedikodu kendinden bahsetmeme fırsatıydı. İç dünyasıyla fazla teması olmayan insanlar bu nedenle bayılırdı ona. Ben de güya iç dünyamda yaşıyordum ama sohbetlerimin yarısından çoğu dedikodudan ibaretti.
Korktuğum başıma gelmemişti. Herkesin gülümseyerek baktığı ekranda dehşet verici bir görüntü yoktu. Dehşet verici görüntüye bakan her yaştan psikopatla dolu bir demir kabinde mahsur kalmamıştım. Normal insanlarla, sade vatandaşlarla, kendi halindekilerle dolu bir yerdeydim. Kafamı huzurla indirdim.
Reklam
Gizem Karakoç

Gizem Karakoç

, bir kitabı okumaya başladı
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari
8.7/10 · 36,6bin okunma