Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Gkçn.
Gkçn.
@Gkcen
"Halterin bir spor olduğuna asla inanmadım.Ağır bir şeyi havaya kaldırıp sonra indiriyorlar. Bana göre bu kararsızlıktır!.." Paula Paundstone.
1184 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
480 syf.
10/10 puan verdi
Benden öyle harika bir inceleme beklemeyin. Aman zaten beklemiyorsunuz eminim. Ayık kafa ile okunacak bir kitap değil bu kitap ve benzerleri!...Deniz, Mahir, Hüseyin, Yusuf ve niceleri... Ben de bir evlat kaybettim. Yıllarca evladın yaşına /yaşanmışlığına göre acısının büyüdüğünü söylediler hep, ben pek inanmadım o ayrı. Anladım... Nasıl yanılıyor giden fidanların arkasından... Ben içim yanarak okudum aslında yıllardır anlatılan hikayelerini. Gerçekten yandım. Hiç mi korkmadılar, hiç mi tedirgin olmadılar, hiç mi geri geri gitmedi ayakları darağacına giderken demişimdir sürekli, anladım ki "HİÇ" o kadar adanmış ki VATAN uğruna canları, gençlikleri, yaşayamadıkları, yaşayamayacakları, anneleri, babaları, kardeşleri, sevdaları, dostları, ideolojileri, o kadar güçlüydü ki... Ben yanmazsam, sen yanmazsan, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa dediler...Bizim için feda olan canlara gençliklere selam olsun... Mutlaka okuyun anlayabilecek yaşta olan çocuklarınıza okutun, okutun ki bizim için yapılan fedakarlıklara şahit olsunlar.
350 syf.
3/10 puan verdi
Tahammül sınırlarımın ne kadar esnek olduğunu farkettim. Aşk ve acizlik başka başka şeyler. Kimse kimsenin hayatının tek anlamı olamaz/olmamalı. Bunlar nasıl itaatsizlik örnekleri, sürekli erkek yapar kadın sevdiği için affeder mesajları içeriyor. Ömrümün 4 gününden bu kitaba vakit ayırdığım için çok özür dilerim. Devamı da varmış, asla okumam... Okuyacak olanlara bol stresli, sinirli dakikalar vadettiği siyah ve beyaz kadar açık.
438 syf.
10/10 puan verdi
Ahhh bu kitap... Anlatılmaz okunur, yaşanır...2000 yılında okuduğumda da çok etkilenmiş yıllarca etkisinde kalmıştım. Fakat gerçek hayatta, (kitaptaki kadar olmasada) kayıplar yaşayınca... Nasıl bir his, neler oluyor, kalbin nasıl dağlanıyor, kime yaklaşılıyor, kimden nefret edercesine kaçılıyor çok çok iyi anladım. Ne olursa olsun, istediğimiz ve hakettiğimiz hayatı yaşamak için, ön yargılarımızdan, inadımızdan, gururumuzdan, gerekirse kendimizden vazgeçmemiz gerektiğine inanıyorum artık. İyi ki tekrar okudum. Zaten harika bir klasik olan kitabı övmeye bile gerek duymuyorum...
Okur Takip Önerileri
95 syf.
10/10 puan verdi
Gelecek kaygısı, aşırı sahiplenme, gençlik elden gidiyor veya o da, benim gibi hissetmiyorsa korkusu. Aslında şimdi ki zamana kıyasla çok da yaşlı olmayan, kendi halinde dul bir kadın. Dul oluşu onun en büyük kompleksi haline gelmiş. Çevre halktan korkusu, inandığı Tanrının korkusunu bastırmış, garip ve bîçare yaşadığı hayattan bezmiş. Karşısında, kendisine hayran, aşık ve divane olduğunu ispatlama çabasında bir genç adam...Bu adama meftun olma korkusu ile kaçmaya çalıştıkça kendini çıkmazda bulan zavallı bir kadının hikayesi. Kadın "biz mutlu olamayız sen gidersin" korkusunu o kadar dile getirdi ki, sonu benim için süpriz olmadı.( Sonunu söylemedim yalnız.) Bir gün değil bir kaç saatte okuyacağınız güzel, klasik bir eser.
352 syf.
4/10 puan verdi
3 kitabı da okudum, hepsini bir bütün olarak gördüğüm için incelemeyi yalnızca bu kitaba yapmayı uygun buldum. Ben 3. Kitabı seri olduğunu bilmeden, bağımsız bir kitap olarak okumuştum. Bana çok ulaşamamıştı standart gibi gelmişti. Seri olduğunu öğrendim vee başa döndüm. İyi ki dönmüşüm, Jude & Luce aşkı beni bağladı. Kitap ile ilgili kötü yorum yapanlar sanırım çoğunlukta. Ama bu benim düşüncelerimi pek etkilemedi. Belki 20 yıl önce okusaydım, aman sende deyip muhtemelen bitirmezdim. Fakat şu an bu yaşımda, henüz 18 yaşında tanışmış karakterleri oturmamış, birlikte uzun uğraşlar ve fedakârlıklar sonucunda, mutlu bir hayata adım atmış iki gencin hikayesini okudum. Belki kimilerine göre bu kitaba göre fazla ciddi bir yazı oldu, orta yaşı geçmiş herkes şunu bilir ki, gençlikte alınan kararlar uçarıdır, eğer bu kararları uygulama yolunda ısrarcı ve istikrarlı davranırsak büyümüş oluruz. Jude & Luce öyle yaptılar, ergen gibi davrandılar, delik yaptılar, kıskandılar, olay çıkarttılar, çok sevdiler ve vazgeçmediler...Peki bu saydıklarımı hangimiz yapmadık? Yaptık, ben yaptım en azından. Önemli olan bu yaptıklarımın hayatıma nasıl yön verdiği ve olgunlaşma döneminde karakterimi nasıl şekillendirdiği...Sıradan bir ergen romanı gibi görülen bu seri bana bir şeyler kattı, espirili anlatımı baymadan sonunu getirmemi sağladı. Ben pişman değilim...
384 syf.
10/10 puan verdi
Şimdi ki yaşımın yarısında olduğum bir zaman da bu kitabı okumuştum. O zaman hissettiklerim ile şimdi ki duygularım çok çok farklı...Aşık olduğunuz zaman, içinizde kopan fırtınalar, duygu kabarmaları, yükselmeler, yasaklar, ateş...Ve bunlarla nasıl başa çıkacağınız ya da kabullenip nasıl yaşayacağınızı derin derin düşündürerek anlatan harika bir kitap.Süreyya'nın sürekli sızlanması, kendine, eşi ile vakit geçirmek yerine farklı bir sürü uğraşlar edinmesi, onun ruha hitap eden müzik zevkini sürekli olarak eleştirmesi, Necip'in müzik konusunda Suat'ın ruhunu doyurmasına izin vermesi... Necip geldiğinde dahi sandal ile açılma sevdasından vazgeçmeyip onları yalnız bırakması...Aslında Süreyya resmen bir aşkın doğuşuna ön ayak olmuştur..."Bacısının aşığını kardeşi, karısının aşığını kocası getirirmiş" sözünü bu kitap ile ilgili araştırma yaparken okumuştum, ne kadar doğru...Türkiyenin ilk psikoloji Romanı olarak belirlenmiş bu kitap size harika bir zaman yolculuğu ve şuan yaşadığımız hayat ile o zaman ki hayat arasında ki amansız zorlukları farkları anlatıyor...
536 syf.
6/10 puan verdi
Kitabın ilk 250 sayfasını fenalık geçirerek okudum, "şeyy ımmm, pardon?" sözlerinin aşırı kullanımı beni gerdi.Ama Mara'nın yaşadıklarını öğrenince biraz hak verdim sanırım. (Kendini neden 2.5 luk gördüğüne...) Beni mutlu eden şeyler de oldu; anne baba olmak için kan bağına gerek olmadığı, sevdiğin çocuklar için gerekirse kanamayı bile göze alabileceğin bir hayat kurma çabası...Sevdiğin "kadın / erkek" için neleri feda edip, neleri edemeyeceğin...Dostluğun, arkadaşlığın ve dayanışmanın her zaman bütün sıkıntıların üstesinden gelebileceğini, ailenin; sadece anne, baba, kardeş değil de, seni anlayan ve sevdiğin, aynı ırk ve dinden olmadığın ama aynı sevgi dilini kullandığın insanlar olduğunu anlatan satırlar beni çok mutlu etti. Dedektif Mitch'in önce Mara'ya delice, sahiplenici tutku dolu aşkı, sonra Bily ve Billie'ye olan sonsuz baba şefkati kitabın en en sevdiğim yerleri. Son 100 sayfayı soluksuz okudum diyebilirim. Ve bu kesinlikle ilk 250 sayfaya olan sinir harbimi iyileştirdi. Not:4. Kitap sevgili motorcu Tack'ın hikayesi ama her zaman ki gibi kitap yok ve ben meraktan çatlıyorum, çünkü o kaba görüntünün ve tarzın altında bir cevher olduğuna inanıyorum. Hawk, Brock ve Mitch'nin kadınlarına duydukları aşk gerçek dünyada yok malesef. İyi okumalar.
472 syf.
7/10 puan verdi
Kitapta enn çok sevdiğim, geniş aile sohbetleri, aile bireylerinin, birbirlerini kollamaları...Noel yemeği bir harikaydı (kavgalar bile çok hoştu) Tess'i sevdim, fırınını sevdim, kendini, içi nemli bolll kremalı bir pastaya benzetmesini, erkeğini teselli edişi( bu geceliği alabilmek için köşe başlarında kek satmam gerekecek ama yine de alıp, onu mutlu edeceğim) ve insanlara olan sevgisini çok sevdim. 1. Kitapta sinir olduğum hiç bir şey bu kitapta yoktu. Elvira vardı ve Tess'e destek oluşu çok güzeldi. Kısacası bence 1. Kitap atlanıp direk 2. Kitaba geçilebilir. Ama beklentiyi yüksek tutup 3. Kitaba geçerseniz ufak çaplı bir "şeyyy, ımmm krizi yaşayacaksınız hazır olun derim.
508 syf.
5/10 puan verdi
Bebeğim kelimesinin, bana söylenmesini de, söylemeyi de severim. Ama bu kitapta bi öööğğğ geldi yani. Ayrıca 1.5 yıl, hangi aklı başında insan hiç tanımadığı bir adamı evine alır.( gizlice giriyor o ayrı ama) İstemesi, itiraz etmemesi çok sinir bozucu. Ve tüpçü, sütçü, manav, kasap, Hale, Jale, bütün mahalle, hepsi aynı kadına aşık olup da, nasıl karşılık görür, aklım almadı. Ama ben akıllanmam, çünkü 2. Kitabı da okudum.(1. Kitaba göre gayet iyi) Hazırda 3. Kitabı da okuyorum. Asla okunmaz bir kitap değil ama beklentisiz okursanız "belki" sevebilirsiniz.
207 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı överek, "mutlaka oku" diyenlere çok teşekkür ederim. Her kadının rüyasıdır Ahmed Arif'in sevgisi gibi bir sevgi. Fakat aynı aşkla sevseydi Leyla, böyle bir hikaye olmazdı zaten. Ahmed'e kızdım, üzüldüm, saydım bi dünya. Ama Leyla'ya kızamadım bir türlü sevebilseydi severdi, böyle güzel kalbi olan, böyle yürekten seven adamı. Gerçek aşkların, imkansız, amansız ve karşılıksız olanlar olduğunu bir kez daha öğreten Ahmed Arif...
360 syf.
4/10 puan verdi
Karakterler bana After serisi kahramanları Tessa ve Hardin'i anımsattı. Sadece daha az esprili, daha fazla duygusuz geldi bana. After serisini soluksuz okumuştum ki, Hardin beni çoğu zaman deli etmişti ama kesinlikle duygu geçişleri daha yoğun yaşanıyordu. Serinin devamını okumam diye düşünüyorum.
384 syf.
8/10 puan verdi
İlk kitaba göre daha heyecanlı ve daha istikrarlı ilerledi. Arada biraz pembe dizi moduna geçmiş ama çabucak toparlamış.Bitirdiğim için mutluyum. Mutlu sonları seviyorum. Askerin aşkını sevdim....
384 syf.
5/10 puan verdi
Yaptıklarını sadece ideoloji için yapmış olamaz. Kumandana aşık olduğu çok belliydi.Peki o zaman neden böyle davrandı? Aklını kullanmasına gerek yoktu kalbini dinlemesi yeterli olacaktı. Kitabı beğendim ama geniş zaman kipi kullanılması yordu sanki olaylara dışarıdan bakıp anlatıyormuş hissi yaratmış. Kumandanın aşkını sevdim...
352 syf.
10/10 puan verdi
"Eğer bir kitap sizi güldürüyor, ağlatıyor, sinirlendiriyor ve korkutuyor ise yeteri kadar gerçekçidir" böyle bir yazı okumuştum. Çok güldüm,kızdım,korktum ve ağladım. Bitireli en az 10 saat oldu ve benim aklım hala onlarda neden ama neden diye. David harika bir aşık adam, komik ve koruyucu Emma çok zeki ve aşık...sanırım en sevdiğim ve aklımdan hiç çıkmayacak kitap kahramanlarım oldular. Keşke demek istemezdim ama keşke ya keşke...
408 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı şimdi bitirdim. Okuyacak olanlara tavsiyem; ilk olarak "Yüzleşme"ikinci olarak "Kördüğüm" ü okuyun lütfen. Sanırım içinde bulunduğum durumdan kaynaklı küçük çaplı bir ağlama krizine girdim. Yazarın acıyı taa içinizde hissetmenize sebep olan harika kaleminden de olabilir. Ama bu haksızlık deyip, o anda ne hissetmiş diye tekrar tekrar dönüp okudum bazı sayfaları. E acımda katlandı tabi. Belki gerçek yaşamda olmayacak kadar kurgu ama bana geçti ve uzun bir zaman etkisinde kalacağım kesin. "Kördüğüm" de bir yada iki suçlu vardı "bana göre" ama burada durum çok farklıydı. Unutmam gerek... bir an önce erkeğin kadına deli gibi aşık olup sahip çıktığı bir kitap okuyup unutmalıyım.
336 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba. Bu kitabı spoiler vermeden anlatmak çok zor. Ama soluksuz bitirdiğim 2. Kitap diyebilirim. Son 30. Sayfanın başında hayal kırıklığı ile,nasıl yani bu kadar mı? dedim...Fakat bir kaç sayfa sonra yok artık olamaz!!!diye nefes almayı bırakmama neden oldu. Harika bir kitap...Psikoloji romanları okumayı seviyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum.
318 syf.
1/10 puan verdi
Aptal oldum kitap yüzünden. Bu 3. Yazı çünkü yanlışlıkla ilk 2 yazımı sildim. Kısaca soruyorum;bir insan ne içer de sabah olunca, gece evlendiğini hatırlamaz? Kötü çorba büyük kaşıkla içilir misali 1 günde bitirdim. Vaktim gözlerim ziyan oldu. Bir koca sepet çamaşır ütüleseydim
daha az sıkılırdım.
160 syf.
1/10 puan verdi
Yarım bırakmaktan nefret ettiğim için bitirdim. Hayatımda okuduğum en saçma kitap diyebilirim. Yani porno filmin kitap hali. Kitap okurken yetişkin içerik veya değil ayırım yapmıyorum ama azıcık duygu katın be kardeşim asansörde başlayıp evde biten saçma ötesi bir kitap.
