Kitabı elime deprem olmadan 6 7 saat öncesinde almıştım. Depremi sadece hissetmeme rağmen belli bir zaman sonra kafamı dağıtabilecek tek şeyin bu kitabı okumak olduğunu farkettim ve başladım okumaya..
Hayatın sesi, gerçekten de hayatımızın içinden, bağrından yazıldığı kitabın başından itibarem belli oluyor. Her sayfasında kendinize ait, çevrenize ait, ülkemize ait bir parça bulmak mümkün. Okuduğunuz her cümle size tanıdık inanın çok tanıdık. Hele bir sayfa vardı ki şu zor günlerde canımızın kıymetini bilmemizin nedenini yüzüne yüzüne vuruyor insanın. Altını çizilecek, yazılacak, düşünülecek çok yeri vardı. Herhalde kitabı çizmeye kalksam çizilmeyen sayfası olmazdı. Çok duru, akıcı da bir dili olduğu için su gibi aktı gitti. Hatta belki psikyatriye, psikoloğa gitmeyi düşünen ama cesaret edemeyen her insanın bu kitabı okuduktan sonra o cesareti toplayacağınk biliyorum.
Bu kitabı yazmak için yapılmış her faaliyete, düşünülmüş her türlü cümleye binlerce kere teşekkür ederim.