Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökçe Yükselen Peler

Gökçe Yükselen Peler
@GokceYukselenPeler
Tanıdık geliyor mu?
Çerkeslerin göçünün etkisi imparatorluğun her köşesindeki köylerde hissedildi. Osmanlıların yeni gelenleri yerleştirecek yönetici kadrosu veya parası olmadığı için, Çerkeslere bakma sorumluluğu yerel yöneticilerin omuzlarına yüklenmişti. Yeni göçmenlere, yerli halk çalıştırılarak evler inşa edildi ve yine yerli halkın ekini göçmenlere paylaştırıldı. Bu arada Çerkeslerin hırsızlık yaptığı haberi hızla etrafa yayılınca, halk başlarına gelen dertlerin kendi bütçesinden temin edildiği hissine kapıldı. Her ilave ödenek köylüleri doğal olarak kızdırmaktaydı. Fakat haklı olarak korktukları bu mültecilerin, masrafının da kendilerine ödeditelerek yakınlarına yerleştirilmesi, kendisi de yoksulluğa alışmış olan Anadolu, Bulgar ve Suriye bölgelerindeki köylüler tarafından, bir yük olarak görülmeye başlandı.
Sayfa 45 - TTK, Ankara, 2014.Kitabı okudu
Reklam
340 syf.
6/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Hamam Balkaniya
Hamam BalkaniyaVladislav Bajac
6.6/10 · 14 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Batı- Doğu
İngiltere'de bu paraların kaydedildiği dönemde Balkanlar'da sa Sırplar ile Türklerin kelleleri gidiyordu. Batı'da daha çok İkinci Sırp Devrimi diye bilinen İkinci Sırp Ayaklanması'nın hazırlıkları yapılıyordu. Batı'da sermaye ölüyordu, Doğu'da ise insanlar.
Sayfa 61 - Abis Yayınları, Ankara, 2008.Kitabı okudu
Her Devirde Her Coğrafyada
"Aman bir hata yapmayalım: Birincilik en iyi yer olabilir ama kesinlikle en iyinin yeri demek değildir."
Sayfa 48 - Abis Yayınları, Ankara, 2008.Kitabı okudu
Reklam
Geçmişini Unutamamak
"Ortodoksluğun bir kargaşa içinde, dağılmakta olduğu ve Sırp milliyetçi fikirlerinin, esaret prangalarının ağırlığından dolayı unutulmaya başlandığı bir dönemde, Türk Divanı'nın bir veziri olarak Mehmet Paşa'nın, 1557'de Sırp İpek Patrikhanesi'ni bizzat yenileyip başına da kardeşi Makari'yi koyduğunu çoğumuz biliyorsa da bu durum kimseyi şaşırtmamalı. Bazı tarihçiler, sadrazamın bu hareketle Sırp halkını yok olup yeryüzünden silinmekten koruduğu görüşündeler. O dönemde Sırp halkının, devletin yerini alabilecek tek kurum olan kiliseye ne kadar önem verdiği düşünülürse, bu görüş gerçeğe pek d uzak sayılmaz."
Sayfa 14 - Abis YayınlarıKitabı okudu
180 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Her şey vatan için
Kahramanlık ve aşkın iç içe geçtiği tipik bir Oğuz Özdeş romanı. I. Cihan Harbi ve sonrasında, Rus İç Savaşı'ndan İstiklal Harbi'ne uzanan bir kahramanlık öyküsü. Sibirya'dan Urallara, Kafkasya'dan Anadolu'ya Türk-Alman istihbarat ağının başarıları...
Şafak Sökerken
Şafak SökerkenOğuz Özdeş · Türkiye Yayınevi · 196714 okunma
Asil Türk Kadını
Cepheye gidip döğüşmezsen sana varmam.
Sayfa 172 - Türkiye Yayınevi, 1957.Kitabı okudu
144 syf.
2/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Boşa Harcanan Vakit
Yarım bırakmamak için çok zorlandığım bir kitap. Üslubundaki gariplik bir tarafa bırakılacak olursa yanlış bilgilerle dolu bir kitap. Başında kitabın Nihat Sami Banarlı'nın "Türkçenin Sırları" adlı ölümsüz eseriyle mukayese edilesi trajikomik bir yaklaşım olmuş...
Sürmeli Türkçe
Sürmeli TürkçeŞeref Yılmaz · Ferfir · 200669 okunma
Akıbeti Meçhul Sovyet Vatandaşı
Sovyetlerin, uzay üssü yapıp dünyaya güç gösterisinde bulunduğu yıllarda bir Sovyet vatandaşının, devletin en tepesindeki isme yazdığı bir mektubunu hatırlıyorum. Mektubunun en can alıcı ifadesi aşağı yukarı şu mealdeydi: "Benim karnım rahat doyuyor mu? Hayat standartlarım iyi mi? Aldığım maaş, ihtiyaçlarımı karşılamaya yetiyor mu? Beni bunlar ilgilendiriyor büyük yoldaş! Yoksa ülkenin uzay istasyonu kurması ve uzaya ayak basması hiç umurumda değil..."
Sayfa 106 - Ferfir Yayınları, 2013. 11. Baskı.Kitabı okudu
Reklam
Şu paragraftaki vahim hatayı kim bulabilir acaba?
"Arapçadaki "kârra" kelimesini Türkçemiz alır almaz işleme tâbi tutmuş ve ortaya "kara" kelimesi çıkmıştır. Tam bir devşirme usulü... Buna bağlı olarak yamaçlarımızda yeni kullanımlar boy atmış: "Kara iklimi, kara kuvvetleri, kara mili (1609 m.), kara suları, kara vapuru, karayel, karada ölüm yok, karaya ayak basmak, karaya oturmak, karaya vurmak ve kara yolu..." gibi söyleyişler hep Türkçemizin yamaçlarında fikizkenmiştir." Şeref Yılmaz, Sürmeli Türkçe, Ferfir Yayınları, 2013, 11. Baskı, s. 28.
Türk Dili
"Türk Dili o kadar mükemmel ve o kadar kiyasidir ki bu dili sanki lisaniyat âlimleri vücuda getirmiştir. " Max Müller
587 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.