Arkamı dönüp kapıya yürürken beyefendi sonunda konuşmaya karar veriyor.
"Hoşreftar kelimesini biliyor musunuz?"
Adımlarım kapı eşiğinin üstünde duruyor.
.
.
.
" Benimle barışmaya mı çalışıyorsunuz?"
"Centilmenler gönül almayı bilmelidir."
" Centilmenler gönül almayı gerektirecek şeyler söylememelidir."
" Hanımefendiler de özür dilemeye çalışan adamlara karşı biraz insaflı olmalıdır!"
" Zalim biri olduğumu söyleyen sizdiniz."
"Pekâlâ. Hata bende, gidin buradan "
" Elbette gideceğim. Üstelik bu hoşreftar bir gidiş olacak. Hoşça kalın Bay C."
" Hoşça kalın Limon Çiçeği."