"...Elyazmalarım kaybolduğu için gözlerimden kanlı yaşlar akıyor!.. Size, bu kayıptan ötürü duyduğum umutsuzluğu anlatamam çünkü benim için telafisi imkansız bir durum. "
Marki Dö Sad
Leonardo bilimsel notlarından biri içine çocukluğu konusunda bir açıklama serpiştirir; akbabanın uçuşuna değindiği bir notta birden sözünü yarıda keser, ruhunda uyanan çok eski yıllara ilişkin bir anıyı dile getirir:
«Galiba akbabayla bu kadar enine boyuna uğraşacağım, önceden belirlenmiş benim; çünkü çok eski bir anı olarak belleğimde canlandığına göre, küçükken beşikte yatıyordum: akbabanın biri yukarıdan inerek geldi, kuyruğuyla ağzımı açtı, kuyruğunu birkaç kez dudaklarıma değdirip çekti.»
(Mısır)...tanrıların bir araya gelerek yarattığı kompozisyon dışında, sıradan tanrıça Mut, bağımsızlığını sürdürebilmiştir. Bu akbaba başlı ana tanrıça, resim ve heykellere penisli geçiriliyor, dişiliği memelerle belirtilen vücut aynı zamanda sertleşip dikleşmiş (ereksiyon durumunda) bir erkeklik organıyla donatılıyordu.
Yani Leonardo’nun düşleminde de tanrıça Mut’taki gibi dişi ve erkek özellikler bir araya gelmektedir. Böyle bir durumu, ana akbabanın erdişi (hünsa) karakter taşıdığını Leonardo’ nun okuduğu kitaplardan öğrenebileceği varsayımına dayanarak açıklayabilir miyiz?
...mitoloji bir açıklama girişiminde bulunarak, dişinin vücuduna eklenen fallus’un (penis) doğa’daki eğemen gücü anlattığını söyler, ancak hermafrodit (hünsa) tanrıçalardaki bütün bu erkek ve dişi özelliklerin karışımı ve kaynaşımından tanrısal mükemmelliğin doğabileceğini belirtir.
herşeye rağmen, bilme tutkusu dış dünyaya yönelik kaldı; bir şey vardı ki, Leonardo’yu insanın ruh yaşamını incelemekten alıkoymaktaydı; sipariş üzere ustaca amblemler resmettiği Academia Vinciana’da ruhbilime pek yer yoktu.