"Tıpkı bunun gibi, size başvuran her beş kişiden dördü depresyondan muzdaripse, depresyon neredeyse nezle kadar yaygın bir durum olmuşsa, bu ülke için de söyleyecek bir sözünüz var demektir.
Bu ülke için söyleyecek bir sözünüz vardır ve o da şudur: Ülkeniz iyi yönetilmemektedir. Bu ülkenin insanları zalim bir devlet aygıtının pençesinde inlemektedirler. İşte, adına depresyon denilen ruhsal çökkünlük durumu, insanların artık ümit edecek bir şeyleri kalmadığında ve çaresizlik duygusu sessiz çoğunluğu iyiden iyiye sardığında bir salgın halini almaktadır. İnsanlar "ülkesini sevme zorluğu" çekmektedirler. Ekonomik, ahlaki ve siyasi çöküntü hem toplumsal bağları zayıflatarak sıkıntılara karşı koyma gücünü kırmakta, hem de ciddi bilişsel tahrifata yol açmaktadır."
"...dünyanın gün geçtikçe düzeldiğine inanmak istiyorum ama gerçekte durumun öyle olmadığının farkındayım. İnsanlığın biraz olsun iyiye gitmesini istiyorum ama biliyorum ki bu da gerçekleşmeyecek. Yine de insan bir şeyler başarabileceğine inanmak istiyor."