Hayatı geliştikçe içinde doğan duygular karşısında olan biteni dikkatle inceliyor, içinin sesini dinliyor, birkaç tecrübesine dayanarak, bastığı yeri iyice yokluyor, kendi yolunda kendi kafasıyla yürüyordu.
Aslında üzerinde vara yoğa kanayan o bildiğimiz deriden çok daha dayanıklı ve adına bencillik dediğimiz ikinci deri olmadan doğmuş tek bir insan bile yoktur.
En parlak yıldızların bile üzerinde lekeler vardır. Miss Scatcherd'inki gibi gözler yıldızların parlaklığını görmezler de ancak bu ufak tefek lekeleri seçerler.
Ama hâlâ mutsuzsun; çünkü hayatın daha eşiğindeyken umudun sönmüş durumda. Daha öğle olmadan senin güneşin batmış; sana öyle geliyor ki bir daha hiç doğmayacak.