Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hale

96 syf.
7/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
"DON KİŞOT"VE KARMAŞIK DUYGULARI
Kitabımız aslında şövalye olmasa bile okuduğu hikayelerden etkilenip şövalyelik maceralarına atılan bir adamı anlatıyor ,sanırım kısa özet şeklinde olduğu için çok birşey hissetmedim ama en kısa sürede orijinalini okuyup yazarım burayada,yinede okurken eğlendim ve keyif aldım,bir insanın nasıl olağan üstü bir hayal gücüne sahip olabileceğini gerçekten hissediyorsunuz okurken. Ben eğlendim sizde eğlenin kitapla kalın okuyun, okutun kısacası mutlu olun.Kuşlar uçuyor gülümsemek gerek♤
Don Kişot
Don KişotMiguel de Cervantes · Arkadaş Yayınları · 200522,9bin okunma
Reklam
Burayı biraz boşladım gibi okul dersler sınavlar falan derken allak bullak olduk malûm ama ben herseye kaldığım yerden devam ederim,her zaman yaptığım gibi gülümse ve devam et mutluluk er yada geç gelir zaten.
96 syf.
7/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Don Kişot
Don KişotMiguel de Cervantes
8.7/10 · 22,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
214 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yaban Bir Aşk Çıkmazı
Bu kitap okuduğum kitaplar arasında tarihsel açıdan keyif aldığım tek eser oldu. Kitapta hersey cephede yaralanmış bir askerin bir köye gelmesiyle başlamaktadır.Anadolunun ve Türk köylüsünün bu kadar iyi tasvir edilmesi çok farklıydı.Hem karakter çözümlemeleri hem duygusal tahliller içeren okurken gerçekten insanı doyuran bir kitaptı her ne kadar sonu biraz havada kalmış olsada anlattığı dönemi çok gerçekçi anlatmış bir eser.Yazım şeklinin bir anı defteri şeklinde olması ayrıca hoşuma gitti okurken kendimi karakterle dertleşiyormuş gibi hissettim.Anadoluda aşkın nasıl olduğunu realist bir şekilde gözler önüne sermiş. Ben kitabı beğendim umarım sizde beğenirsiniz,yeni yorumlar yazana dek kitapla kalın mutlu kalın.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,5bin okunma
Bir münzevi mi? Hayır;bir acayip yaratık demeliyim.Öyle ya, bir insan tasavvur edin ki hangi ırktan, ne cinsten olduğu belli değildir. Kendi vatanı addettiği memleketin dibine doğru ilerledikçe, kendi kökünden uzaklaştığını hissediyor.Hissetmese bile etrafında hasıl olan boşluk, soğuk ve itici hava, ona her an kendi toprağından sökülmüş bir aykırı, bir acayip nebat olduğunu bildiriyor.
Reklam
Gün geçtikçe daha iyi anlıyorum: Türk "entelektüel" i,Türk aydını,Türk ülkesi denilen bu engin ve ıssız dünya içinde bir garip yalnız kişidir.
-Kadınlarınız niçin yalnız benden kaçıyorlar? -Yabansınız da ondan, beyim. Bu "yaban"lafı,beni,önce çok kızdırdı. Fakat, sonra anladım ki, Anadolulular,Anadolu köylüleri tıpkı eski Yunanlıların kendilerinden başkasına "barbar" lâkabını vermesi gibi her yabancıya yaban diyorlar.
Kuşlar nasıl sevişir? Kediler nasıl sevişir? Biliyorum.Lâkin, bu köy halkının nasıl seviştiklerini tahmin edemiyorum. Bizim gibi, göz göze bakışırlar mı? El ele tutuşurlar mı? Dudak dudağa gelirler mi? Okşayışları nasıldır? Kalbin, bir süt çanağı gibi kabarıp taştığı dakikada, ağızlarından çıkan sesin anlamı ve ahengi nedir?
Lâkin,bu köy, bir çöl ortasında, bir konak kadar bile yüreğime güven vermiyor. Bir konak, mesafe içinde bir hareketi gösterir. Bugün, burada iseniz, yarın bir vahanın kenarına erişeceksiniz. Öbür gün, bir büyük nehrin suları sizi karşılayacaktır. Oysa, Orta Anadolu'da bir köy donmuş bir konaktır. Burada, mesafe sizi yutmuştur. Siz, mesafe içinde, dehşetten donmuşsunuzdur.
Bazen soruyorum kendime huzur denilen şey sadece bir avuntudan mı ibaret ?
Reklam
214 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu
8.5/10 · 44,5bin okunma
Kaç yaşımda olduğumu ve arkamda bıraktığım geçmişi unuttuğum gün, kim bilir, ne kadar rahat edeceğim! Lâkin, bu hale vardığım vakit de, gene bu engin ve kurak ovalarin korkunç genişliğini hissetmekten kurtulamayacağım.Bu his her an yüreğimi burkuyor, başımı döndürüyor ve irademi hurdahaş ediyor.
Gün geçtikçe, bu sorunun karşılığını, kendi kendime buluyorum.Çünkü;bende de,buraya geldiğim günden beri, zaman kavramı hayli zayıflamıştır.İlk aylar,günlerin adını unutuyordum.Şimdi ayları birbirine karıştırıyorum ve yalnız mevsimlerin değiştiğini hissediyorum.
Zaten, yol uzundur.Köylülere sorarsanız, "De-e,şuracıkta,"derler,amma köylülerin "de-e,şuracıkta"sını ben bilirim.En kısa "de-e",beş altı saat sürer.Bunlarda zaman kavramıyla mesafe kavramından niçin eser yoktur?
94 öğeden 61 ile 75 arasındakiler gösteriliyor.