Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Eser hasta çocuğun( ismi romanda geçmiyor) dizindeki verem hastalığı, geçirdiği ameliyatlar ve bu süreçte yaşadığı psikolojik durumları çerçevesinde şekillenmiştir. Eserde geçen bir alıntıda “kendimde kaybettiğim şeyleri onda buluyorum” sözü çocukluklarının birlikte geçtiği ve zamanla aslında hislerinin olacağı kendinden 4 yaş büyük olan Nüzhet’e karşı söylemiştir. Küçük yaşlardan itibaren sağlık sorunları yüzünden çocukluğunu yaşayamaması ve Nüzhet’in çocuksu halleri kendinde eksik olan yönünü tamamlar nitelikte olarak değerlendirmiştir. Nüzhet’le köşkte kaldığı evrede yakınlaştıkça aslında bunun bir uzaklaşmaya döneceğini bilmeden o evrelere gelmişlerdir. Kahramanımızın Nüzhet’e dair duygularının oluşması açıkça görülürken ben karşı taraftan bunun öyle olmadığını düşünüyorum, bariz bir şekilde görülür bir aşk yok Nüzhet tarafından. Eserin sonunda bacağı kesilme tehlikesinden kurtuluyor o süreçte Nüzhet’in Ragıp Bey ile nişanı olacak, paşa ölüme yakın ve kahramanımız ile görüşmek istiyor… Hastaneden ayrılırken ardında bırakacağı hastaları anlıyor olarak ayrılıyor kahramanımız…
En sevdiğim alıntılardan biri: “İçimde hep ne olduklarını bilmediğim gizli ve meçhul ümitlere sarılmıştım”
Yorum: Çok fazla anlamını bilmediğimiz kavramlar vardı not alarak okudum onun dışında gayet akıcı bir eserdi. Ancak sonunda bir belirsizlik olması olmadı sanki. Nüzhet evlendi mi, Paşanın kahramanımızı görmek istemesinde neler olacaktı birer soru işareti olarak kaldı :))