10 yaşlarında bir çocuk olmakta zor .Keyif sofrasında kahkahalara boğulan bir masada bir tane ısırık aldığınız bisküvide dişinizi bırakabiliyorsunuz.Bir anda ağzından sular seller gibi akan kanlarla lavaboya koşmakta ayrı bir tramva olsa gerek.
Biraz önce asım köksal in İslam tarihinden alıntı okudum ve burda kalbin iki türlü manası olduğundan bahsediyordu.Birinci manasının göğsün sol tarafında cam kozalağı şeklini andıran cismani bir et parçasına yürek dendiğini söylüyordu.Aklıma unutmaya çalıştığım kimselerin tam o bölgede ızdırap verici ağrıları geldi.Demekki bazı insanlar insanın ruhuna işliyor da anlamıyorsun.Rabbim ruhumuza iyi gelen kişileri çıkarsın
"Kainatta bir zerreyim." Ne güzel söylemiş Aşık Daimi. Yalnız zerre diyip geçme. Madem insan dediğin kainatın bir zerresi, o hâlde insan değişirse koskoca bir kainat değişir değil mi? Ama zor tabi değişmek. Hatta bir şartı var ki onu da söylemiş Daimi: “Zerre içinde zerreyim, ben kendimi bilmez miyim?” Yani işin sırrı kendini bilmekte. Değişmek istiyorsan eğer bileceksin kendini, neyi terk ettiğini bileceksin. Neyi terk ettiğini bileceksin ki neye kavuşmak istediğini bilesin.
|Şahsiyet S2:B9
1974 yılında yaşanan uçak faciasını anlatıyor.Sisli And dağlarında hakimiyetini kaybeden uçağın dört bir yana parçalarının saçılması sonucu hayatta kalabilen bir grup yolcunun hayatta kalma hikayesini anlatıyor.Benim bu filimde hoşuma giden canı pahasına dahi olsa birbirlerini korumaya ve yaşatmaya çalışmaları oldu.Acaba gerçek hayatta kalan son parça yiyeceğini sağ olanlara eşit bir şekilde paylastirir mi yoksa kendi payına daha fazla ayırır mı diye düşünmeden edemiyor.İzlerseniz yorumlarınızı merak ediyorum :)