"Hiçbir şey söylemeyeceğim. Yapmaman gereken bir şey yaptığında kendin zaten farkına varacaksın. Biraz önce dediğim gibi, ruhunun içindeki aydınlık,karanlıktan fazla. Ama bunun işe yaraması için senin sonuna kadar gitmen gerekiyor."
"Kendi arzuladığımız kişi değiliz. Toplumun talep ettiği kişiyiz. Anne babamızın istediği kişiyiz. Kimseyi hayal kırıklığına uğratmak istemeyiz, sevilmeye çok ihtiyacımız vardır. İşte bu yüzden en iyi yönlerimizi bastırırız. Rüyalarımızın ışığı olarak gördüğümüz şey yavaş yavaş kabuslarımızın canavarına dönüşür. Gerçekleştirmediğimiz şeyler, yaşamadığımız olasılıklardır bunlar. "
Huzur ve mutluluk dışarıdaki şeylerde değil, insanın içindedir. Ne demek istiyorsun? Sıradan insan iyi ve kötüyü dışarıda arar.. At arabaları, çalışma odaları gibi. Düşünen insansa onları bulmak için kendi içine bakar.
Ayrıca yüreğimi değil, aklımı ve yeteneklerimi beğeniyor, halbuki her şeyin kaynağı yürektir: bütün gücün, bütün mutluluğun, bütün kederin. Ah bildiklerimi herkes bilebilir; yüreğim sadece bana aittir.
"Anlıyor musunuz, anlıyor musunuz sayın bayım, bir insanın artık gidebileceği hiçbir yerinin olmaması ne demektir anlıyor musunuz?
Çünkü insanın gidebileceği hiç değilse bir yerin olması gerekmez mi?"
İnsanlar hem kendileri hem başkaları için her şeyi zorlaştırıyorlar;ancak buna, örneğin bir dağı aşmak zorunda olan bir yolcu gibi boyun eğmek gerekir;dağ olmasa, yol çok daha rahat ve kısa olacaktır ;ama o dağ bir kez var olduktan sonra onu aşmaktan başka çare yoktur.