Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nahif Okur

Nahif Okur
@Hebbece
Bir tek ülke istiyorum adı Dünya Bir tek ırk istiyorum adı İnsan Bir tek kaynak istiyorum adı Sevgi... Nazım Hikmet Ran İnstagram : instagram.com/nahif.okur?utm_...
<<Nizamnameler, diye düşünüyordu Rivière, bir, dinin mantıksız oldukları bilinen, fakat yine de iman edilen akidelerine benzer.»
Reklam
Sevgiden söz etmek "boş öğütler vermek" değildir, çünkü sevgiden söz etmek en basitinden en temel ve gerçek gereksinimden söz etmek demektir.
Sevmek, kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir, inancı az olanın sevgisi de azdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zor ve inanç birbirlerinin tam karşıtı oldukları İçin, düşünsel inanç Üstüne temellendirilmiş tüm dinsel ve politik sistemler zora dayanmaya başladıklarında güçlerini yitirir.
İnançlı olmak cesur olmayı, tehlikeye atılabilmeyi, acı ve düş kırıklığına hazırlıklı olmayı gerektirir. Emniyet ve güvenliği yaşamının birinci koşulu sayanlar inançlı olamaz. Kendini koruma sistemleri içine hapseden, mal mülk edinmenin emniyet olduğunu sanan kişi kendisini bir tutukluya dönüştürür. Sevilmek ya da sevmek, çok önemli bazı değerleri düşünmek ve bu değerler için her şeye son verecek adımı atmak için cesaret gerekir.
Reklam
Sevgi, narsisizmin hemen hemen olmadığı alçakgönüllülüğün, nesnelliğin ve düşüncenin gelişmekte olduğu yerde vardır. Kişi tüm yaşamını bu amaca adamalıdır.
Sevgi ancak iki insan birbirlerine varlıklarının özünden bağlanır, her biri kendini varlığının özünden tutarsa gerçekleşir. İnsan gerçeğinin de canlılığının da sevgisinin temeli de işte bu "özden tanıma" deneyimidir. Böyle oluşan sevgi sürekli meydan okumadır, bir köşede dinlenme değil; çabalama, hareket etme, beraber çalışmadır. Öyle ki uyum ya da çatışma, neşe ya da üzüntü bile ikincil kalır. Önemli olan iki insanın birbirlerini varlıklarının temelinden yaşaması, kendi kendilerinden kaçmak yerine birbir leriyle bütünleşirken kendi kendileriyle bütünleşmeleridir. Sevginin varlığının bir tek kanıtı vardır: Bağlılığın derinliği, seven kişilerin her birinin ilgisindeki canlılık ve güçlülük; işte sevginin sunduğu meyve bunlardır.
Mutsuz bir evliliğe son verme sorunu ortaya çıktığı zaman da çocuklar, suçun üzerlerinden atılması için kullanılır. Anne ya da babanın burada hemen sarılıverdiği şey, ayrılmalarını engelleyen nedenin çocuklarının "yuvasız" kalma olasılığıdır. Ne var ki herhangi bir detaylı araştırma aile içindeki mutsuz ve gergin havanın çocuk üzerinde kesin ayrılmadan daha olumsuz etki bıraktığını gösterecektir.
Kaç nişanlı ya da yeni evli çift, gelecekte gerçekleşecek sevginin mutluluğunu düşlerlerken, yaşadıkları o anda birbirlerinden sıkılmaya başlamıştır bile. Bu tutum, çağdaş insanın belirgin özelliği olan tutuma oldukça uyar. Çağdaş insan içinde bulunduğu anı yaşamaz; ya gelecekte yaşar ya geçmişte.
Bir başka yalancı sevgi türü "duygusal sevgi" olarak isimlendirilebilir. Bu sevginin özü onun aslında bir fantezi olarak yaşaması, hiçbir zaman orada ya da burada gerçek bir insana karşı duyulmamasıdır. Bu sevginin en yaygın örnekleri büyük bir açlıkla sinema ve dergilerdeki aşk öy külerine, aşk şarkılarına koşan kişilerdir. Bunlar bu tür ürünleri yutarak sevgi, birleşme, yakınlık gibi doyurulma mış isteklerini karşılamaya çalışırlar. Kendi ilişkilerinde ayrı olmanın duvarlarını yıkamayan karikocalar perdede izledikleri çiftin mutlu ya da mutsuz aşk öykülerine göz yaşı dökerler. Birçok çiftin sevgi duydukları tek an, bu öyküleri perdede izledikleri andır. Birbirlerine karşı sev gi duymazlar, birlikte duyarlar, başkalarının "sevgisinin" izleyicisi durumundadırlar. Sevgi bir hayal olduğu sürece katılırlar ona. İki insan arasındaki ilişki haline dönüşüp gerçekleşmeye yüz tuttu mu buz kesilirler.
Reklam
Daha önce incelediğimiz anne ya da baba merkezli kişi hi de engeller; lere ilişkin duygusal gelişmeleri, anneye çocukça bir bağlı lıkta takılıp kalmış erkekleri ele alalım şimdi. Bunlar sanki henüz süt bebekleri gibidirler. Bu adamlar hâlâ kendilerini çocuk gibi hissederler; annelerinin koruyuculuğuna, sevgi sine, sıcaklığına, bakımına ve hayranlığına gereksinimleri vardır. Annelerinin koşulsuz sevgisini, salt çocuk oldukla rı için, çaresiz oldukları için kendilerine gösterilen sevgiyi ararlar. Bu tür erkekler kendilerini bir kadına sevdirmek istediklerinde çoğunlukla fazlasıyla yumuşaktırlar, bu du rum o kadının sevgisi kazanıldıktan sonra da sürer. Oysa kadına (aslında tüm insanlara) olan bağlılıkları yapay ve sorumsuzcadır. Amaçladıkları sevilmektir, sevmek değil. Böylesi erkeklerde çoğunlukla önemli boyutlarda kendini beğenmişlik ve az ya da çok açığa çıkmamış büyük fikir ler vardır. Eğer aradıkları doğru kadını bulurlarsa güven duyar, mutlu olur, mutlu oldukça da çok sevgi gösterirler; çekicidirler, aldatıcı olmalarının nedeni de budur.
Karşılıklı cinsel doyum, "ikili uyum" ve yalnızlıktan kaçma olarak sevgi, çağdaş Batı dünyasında yozlaşan sevginin iki "normal" biçimidir. Bunların her ikisi de toplum tarafından biçimlendirilen sağlıksız sevgilerdir. Kişilerin kendilerine göre biçimlendirdikleri birçok hasta sevgi türü vardır.
"Bilmek ve hâlâ bilmediğimizi (düşünmek) en yüce hünerdir. Bilmediğimiz halde (bildiğimizi) sanmak hastalıktır."
"Hafifliğin kökü yerçekimidir. Hareketsizlik, hareketliliğin ölçüsüdür."
Kardeşlik sevgisi tüm insanları sevmektir. Tek kişiye ait olmaması en büyük özelliğidir. Eğer sevme yeteneğimi geliştirmiş sem, (insan) kardeşlerimi sevmekten kendimi alamam. Kardeşlik sevgisinde tüm insanlıkla birleşme, dayanışma, kaynaşma vardır. Kardeş sevgisi, hepimizin bir ve aynı olduğu düşüncesine dayanır.
1.809 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.