Serinin son kitabıyla artık Jean Christophe ile vedalaştık ki kendisi biraz sevimsiz ve itici bir karakter olduğundan üzmedi beni açıkçası.
Yine zorunlu bir yer değişikliği ile Fransa'dan ayrılan Jean Christophe kendini İsviçre'de bulur. Sonra Roma sonra yine Paris. Birinci Dünya Savaşının başlarında kitap bitiyor devamı da olsaydı yazarın savaş ile ilgili düşüncelerini de okumak isterdim. Eski karakterlerden Grazia ile karşılaşmaları onun hayatında yeni bir başlangıç bir parlama dönemi gibi oluyor. Asla bırakmadığı müziği ve besteleri yine hayata tutunması için ona destek veriyor. Kitaba başlarken bir müzisyenin hayatını anlatması sebebiyle kafamda bambaşka bir hikaye canlanmıştı. Zirvelerde filan geçecek diye düşünmüştüm ancak hiç beklemediğim bir okuma oldu. Müzik tutkusu hep var ama hayatı, aşkı, ailesi, ilişkileri, arkadaşlıkları, sosyal hayatı, ülkenin siyasi durumları ve yazarın bunlara ait eleştirileri bir tık daha ön plandaydı. Kadın karakterlerin hep benzer şekilde hayatına girip benzer şekilde çıkması ayrılık sonrası yaşananlar aynı duyguları tekrar tekrar okumak bir noktadan sonra sıkıcı olmaya başladı. Fakat son kitapta kadınlarla ilgili yazarın bir paragraf eleştirisi de şaşırtmadı değil yani.
Bana göre çok inişli çıkışlı, bazı tekrarların olduğu sadece bir biyografi değil eleştirilerin de fazlaca yer aldığı genellikle karamsar bir havası olan ancak müzikle biraz neşelenen okuması zor ama pişman etmeyen bir seri oldu.
Keyifli okumalar...