Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Umut

Yalnızca kafalarımıza mevcut bir ideolojinin şı­rınga edilmesi olmayan, bir anlamı olan ve bize kendimizi de sor­gulatan militan bir eylemle bağlantı kurabileceğimiz bir yer günü­müzde varsa, bunun hastalık sorunu olduğu kesin.
Reklam
Siyasi analizin ve eleştirinin büyük ölçüde ya­ ratılması gerekir; ama aynı zamanda hem bu güç ilişkilerini değiş­tirmeyi hem de bu değişikliği mümkün kılacak ve gerçekliğe dahil edecek şekilde koordine etmeyi sağlayacak stratejiler de yaratılma­lıdır.
Umut tekrar paylaştı.
Kök-faşizm, toplumsal kimlikten yoksun insanlara biricik ayrıcalıklarının herkesin paylaştığı ayrıcalık olduğunu "aynı ülkede doğmuş" olmak söyler. Milliyetçiliğin kökeni budur....

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Demek ki hapishane, yasadışılıklarla mücadele etmek için ceza hukukunun sağladığı bir araç değildir; hapishane, yasadışılıklar alanını yeniden düzenlemenin, yasadışılıklar ekonomisinin dağılı­ mım yeniden yapmanın, belli bir profesyonel yasadışılık biçimini suça eğilimliliği yaratmanın aracıydı.
Hapishane, suça eğilimli kişi imalathanesiydi; suç işlemeye eği­limli olmanın hapishane yoluyla üretilmesi hapishanenin yenilgisi değil başarısıdır çünkü hapishane bunun için yaratılmıştı. Hapis­ hane suçun tekrarına olanak tanır, çok profesyonelleşmiş ve kendi içine sıkı sıkıya kapalı suça eğilimliler grubunun oluşmasını sağlar.
Reklam
Polisiye edebiyatın, gazetelerin, şimdi de filmlerin ara vermeksizin tekrarlayıp durdukları korku çağrısı, suç işlemeye eğilimli kişiden korkmaya çağrı; görünüşte yüceltici ama aslmda korkutucu tüm bu korkunç mitoloji, suça eğilimli kişilik etrafında, müthiş cani etrafında inşa edilen bu devasa mitoloji, nüfusun ortasında polisin varlığını bir anlamda doğal kıldı, doğallaştırdı.
Önemli olan şey, vuku bulandır, yoksa kişinin yaptığı değil.
Ama bizi ür­küten şey, faşizmin varlığıdır.
Entelektüelin rolü, bir süredir, gizli biçimde işleyen baskıcı iktidar mekanizma­larını görünür kılmaktan ibarettir. Okulun yalnızca okuma yazma öğretme, bilgi aktarma tarzı olmadığım, bir tür dayatma olduğunu göstermek.
Bu dünya pazarlama üzerine kurulu.
Hatta bedenin isyanına yanıt ola­rak, artık denetim-baskı biçiminde değil, denetim-teşvik biçiminde kendini gösteren yeni bir kuşatmayla karşılaşırsınız: “Çırılçıplak soyun... ama zayıf, güzel, bronz tenli ol!”
Reklam
Bede­ne hâkim olma, beden bilinci, ancak iktidarın bedeni kuşatmasıyla elde edilebilmiştir: Jimnastik, idmanlar, kas geliştirme, çıplaklık, güzel bedenin yüceltilmesi... tüm bunlar, çocukların, askerlerin be­deni üzerinde, sağlıklı beden üzerinde iktidarın uyguladığı kararlı, inatçı, titiz bir çalışmayla insanı kendi bedenini arzulamaya götüren hattadır. Ancak, iktidar bu etkiyi yaratır yaratmaz, bizzat iktidarın bu kazanımlarıyla aynı hatta, iktidara karşı bedenin talep edilmesi, ekonomiye karşı sağlığın talep edilmesi, cinselliğin, evliliğin, erde­min ahlaki normlarına karşı zevkin talep edilmesi kaçınılmaz ola­rak ortaya çıkar.
17. Yüzyıl kafası hala yaşıyor...
On yedinci yüzyıl toplumu gibi bir toplumda kralın bedeni bir metafor değil, siyasi bir gerçeklikti: Kralın fiziksel varlığı mo­narşinin işleyişi için gerekliydi.
Bir fizikçi fizik yaparken Newton’un ya da Einstein’in adını anma gereği duyar mı? Onları kullanır; ama tırnağa, sayfa sonu notlarına ya da ustanın düşüncesine ne ölçüde sadık olduğunu kanıtlayan övgü dolu takdirlere ihtiyacı yoktur.
25,3bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.