Kitap altı terapi öyküsünden oluşuyor. Her hikayede olmazsa olmaz bir doktor ve hastası var. Elbette yan rollerde başka doktorlar, hastalar, rüyalar, başkalarının hikayeleri, geçmiş hiç eksik olmuyor. Terapi meraklıları, psikoloji alanının ilgilileri, Varoluşsal temele dayalı psikolojik yaklaşımları merak edenler için güzel bir kitap. Kurgu severlere gelince belirtmeliyim ki, Yalom'un da söylediği gibi yer yer gerçeklerle bölünmüş parçalı hikayelerden oluşuyor kitap. Kitapta kurgu mu yoksa kuram mı daha ağırlıklı derseniz konuyu kurgu lehine bozabileceğimi sanmıyorum. Son hikayenin bir fantastik öykü olmasına rağmen. Orada da yazarın doktorluk eğilimleri işin içine girmek için kurguyu zorluyor. Bu fantastik son hikayenin ölüm konusuna ilgi çekici bir yaklaşımla eğildiğini belirtmeden geçemeyeceğim. Yazarın Divan isimli eserini okuyanlara tanıdık gelecek bir karekterin; Doktor Ernest Lash'ın da iki hikayenin kahramanı olduğunu söyleyerek özleyenlere bir kıyak geçeyim. Kitaba ismini veren ilk hikayenin Yalom'un biyografisinden göz yaşartıcı izler taşıdığını, kurgusal tarafının daha az olduğunu fakat hikayenin gerçek tarafının insanın kalbine dokunduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.Genel olarak Yer yer bilimsel kaygıların öyküleri didaktikleştirme girişimleri olsa da güzel ve kolayca okunabilecek altı hikaye duruyor karşımızda. İnsan hikayelerini sevenlere tavsiye ederim.
Genel anlamda bir yorum yapmak isterim. Özellikle başlık için olacak yorumum. Psikologların, psikiyatrların da kendi psikologları ve süreçleri vardır. Geçmiş hayatında kişileri kimler yerine koyduğunu ve analizlerini yaptığı için yazarın hasta olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. Ancak etrafımıza baktığımızda en yakın arkadaşımız kime benziyor? Eşim veya partnerim benim hayatımdaki kimi yansıtıyor? Ya da ben bu insanı nerden tanıyoru mu çok güzel anlatmış. Bundan mütevellit kitabı düşündüğümüzde hasta ya da doktor ilişkisinden çıkıp okunursa bence daha verimli olacağını düşünüyorum. Eğer izlemediyseniz Dr. Stutz belgeselini tavsiye ederim.
Osmanlı'nın kuruluş öncesini ele alan roman tarihi bir izlekle kurgulanırken Kemal Tahir ustalığını göstererek dönemin dilini, geleneğini, insan ilişkilerini, inancını ve şiirini de dönem ruhuna uygun olarak metne yansıtmış. Ertuğrul Gazi'nin son dönemleri ve Osman Gazi'nin beyliğin başına geçmesi olaylarını, Şeyh Edebali üzerinden toplum içerisinde dinin etkinliği ve gerçek din adamlarının önemi romanda çok iyi altını çizilen detaylar olmuş. Dönemi anlamak ve Osmanlı'nın kuruluş ruhunu hissetmek isteyenlere tavsiye ederim.
Konu derin ve zormuş gibi görünse de Kemal Tahir ustalığı bir solukta okunacak bir metin haline getirmeyi başarmış romanı.
Devlet AnaKemal Tahir · Ketebe Yayınları · 20226,9bin okunma