Zamanın, bir çizgi üzerinde, belirli bir yönde, A'dan B'ye doğru ilerlediğine inanmak,çağdaş bir yanılgıdır. B'den A'ya doğru da ilerleyebilir zaman; böylece sonuç, nedeni doğurabilir...
Biliyor musunuz, pişmanlık bütün bir ömür boyu saplantı haline gelebilir insanda.Yanlış olanı seçtiği için değil -çünkü bundan ötürü pişmanlık duyabilir insan- doğru olanı seçebileceğini kendi kendine kanıtlaması olanaksız olduğu için.
Kendi özel boşluğunda kaldığın sürece, Bir'le uyum içinde olduğunu düşünebilirsin, ama bir kez kili eline alınca bir Demiurgos olmuşsundur artık; bir dünya kurmaya kalkışan kişi, daha başından yanlışlığa, kötülüğe bulaşmıştır.
Anahtarı olmadan Filozofların Gül Bahçesi'ne girmeye çalışan kişi, ayakları olmadan yürümeye kalkan birine benzer.
MICHAEL MAIER,
Atalanta Fugiens, Oppenheim, De Bry, 1618,
emblema XXVII
"Aşk bir tutku. Nedensiz bir tutku. Çoğu zaman da kötü bir tutku. Birinin tümüyle sana ait olmasını istiyorsun ya da senin tümüyle birine ait olmanı.
Bu sadistçe bir duygu ya da mazoşistçe... Üstelik bunu delice, sabırsızca istiyorsun, hem de geçici olduğunu bile bile..."
Aşk ulaşamayacağın birini abartarak, onun kafandaki ideal kişi olduğunu sanarak tutkuyla bağlanmaktır. Aradaki engeller ne kadar artarsa bu yanılsama o kadar tutkulu olacaktır. Nasıl tarih öncesi atalarımız doğum olayını çözemediği için kadınlardan tanrı yaratmışsa, biz de yolumuzun kesiştiği birini yaşamımızın vazgeçilmez kişisi sanarak, neredeyse ona tapınmaya kadar varan bir bağlılık yaratmışız. Kanımca aşk, o ilkel abartma duygusunun günümüze kadar gelmiş halidir.
Ve tanrıların en sevdiği kullar âşıklardır. Çünkü âşıkların yürekleri inanç, akılları tutku, ruhları masumiyetle yıkanmıştır. Bir delilerde vardır bu saflık bir de sevdalılarda. İşte
bu sebepten tanrılar âşıkların işini kolay kılmıştır.
Başkasının hayatını zindana çevirenler, farkında olmadan kendilerini de o duvarların arkasına sokarlar. Çünkü her mahkûmun bir
gardiyana ihtiyacı vardır. Asla sevdiğin insanların gardiyanı olma. Ne yaparsan yap, kimsenin özgürlüğünü zorla elinden
almasına izin verme; ne yaparsan yap, başkalarının özgürlüğünü elinden alma.
"Korktuğun bir varlığın yardımını isteyemezsin, daha da
önemlisi korktuğun bir varlık sana yardım edemez. O yüzden korkunu yenmelisin. Ona sevgiyle dokunmalısın ki sana
geleceğin kapısını açsın. Ona saygı göstermelisin ki sana
bilinmezi söylesin."