"Senin en sarsılmaz inancın, en zararlı inanışın, kendin dışında bir dünyanın varlığına, bağımlı olduğun bir şeye veya birisine, sana bir şeyler veren veya senden alan, seni seçen veya suçlayan bir şeye veya birisine inanmandır. "
Bir kadın sevilmemeyi bağışlayabilir ama bağışlayamayacağı bir şey varsa o da baştan çıkartılmamak ya da baştan çıkartamamaktır. Ona karşı istediğiniz kadar şefkatli ve sevecen olun, onu baştan çıkartamadığımız sürece sizden zalimce bir intikam alacağından emin olabilirsiniz. Ayartmadığınız her bir kadın sizi er ya da geç bırakıp gider...
Aslında yazı şöyle yazılsa daha gerçekçi olacak .. Bir kadın sevilmemeyi bağışlayabilir fakat affedemeyeceği şey sever gibi yapıp aldatılmak. Zaten insanlar severken aşıkken baştan çıkmaya hazırdır. Birde ayartamadığıniz kadın değil, doğru düzgün sevemediğiniz her kadın sizi er yada geç bırakıp gider....
@BurakCihan sizi okuduğunuzu doğru anlamayı tavsiye ederim. Hangi söylemim bu kişinin narsist biri olduğu yönünde? Ve evet bütün kadınları aynı kategoride değerlendiren birinin ruh sağlığı sizce ne kadar yerinde? Her hangi bir gruba kin, nefret beslemek ve buna da "Saliha kadın" sıfatı katarak dini değerleri sadece kadınlara atıfta bulunmak ne kadar doğru? Mesainizi neye harcadığınız beni ilgilendirmez, burada kimseye ilaç tavsiye etmiyorum, teşhis koymuyorum, tedavi de etmiyorum. Kendini de kadınlar yetiştirmiş her hangi bir erkek kadınları suçluyorsa çevresindeki rol model kadınları ve onların tutumlarını sorgulaması gerektiğini savunuyorum.
Yıllardan beri insanlığın uyguladığı en basit politika. "Önce kaosu yarat,sonra da o kaosu çöz. Kaosun kaynağını göremeyen insanlar da seni kurtarıcı sansin."
Eco'nun okuru bilgiye yönlendiren, araştırmaya iten, kitabı bitirip kenara koyunca bile üzerinde düşündüren eseri...
Kitabın kurgusu her ne kadar William isimli zeki bir rahip ve onun yardımcısı Adso'nun geçici olarak gittikleri bir manastirda esrarengiz cinayetleri cözmeleri ile başlasa da; sonraki sayfalarda polisiye bir roman olmaktan, ortaçağda imparatorluk ve kilise arasındaki güç savaşlarını, papa ve papaya bağlılık göstermeyen Hristiyan tarikatlarının kendi arasındaki çatışma ve ayrılıkları, sapkinlıklarını, hırslarını, kibirlerini anlatan tarihi bir kült roman halini alıyor. Adso'nun dilinden yazılan roman aynı zamanda bir anı-roman özelliği de taşıyor.
Eco'nun müthiş kelime dağarcığı ile detaylı betimleme sanatını Gülün Adı'nda da ortaya koymuş. Kitap yedi bölüme bölünmüş , olaydan kopmadan bir sonraki bölümde her şey biraz daha gizem alarak devam ediyor.Okuyucuyu buyuk bir merakla olayların içine çeken , karakterleri ve ideolojileri farklı roman kahramanlarını Okuyucuyu rahatsız etmeden entegre etmeyi başaran, okuyucunun zihnini harekete geçirirken farklı hazları yaşatan bir eser.
Eco kitabın son sayfalarında bir roman yazmanin inceliklerine ve kitabı yazarken başvurduğu kaynaklara, olayların tutarlı olması açısından yaptığı araştırmalara yer vermiş ki ; kendi deyimiyle "Bir roman yazmak istediği için roman yazmak" isteyenlere de küçük bir kaynak oluşturmuş.
Benim için okuması heyecan ve merak verici, yeni bilgilere ulaşmamı sağlamış, her bağlamda katkısı yadsınamaz bir eser oldu ve kütüphanemde bir yerinin olmasından mutluyum...
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,5bin okunma