“Madem ağladım, madem ağlıyorum, ağlayabiliyorum, öyleyse bindörtyüz yıl önceki insanlarla benim aramda, o günün insanlarıyla şunlar arasında kesintisiz bir ilgi olmalı, değişmeyen, insanı sarsan, derinden kavrayan ilintiler olmalı diye düşünüyordu.”