Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hilal Kuru Kanbak

Hilal Kuru Kanbak
@Hilalaya
Hayatındaki her satırbaşı için aç kitabın kapağını..
380 syf.
·
Puan vermedi
“EMEKÇİYİM BEN, KÖLE DEĞİLİM.” Çukurova mazlumunun kalemi, kalbi Orhan Kemal başyapıtlarından birini daha hüzünle, acıyla bıraktım elimden. Yokluğun yolsuzluğu normalleştirdiği, acımasızlığın hak kabul edildiği, iç muhakemelerin açlıkla bastırıldığı 1954 tarihli roman, gerek olay örgüsüyle gerek kahramanların yaşam hikayesiyle dönemin çarpıcı özelliklerini gözler önüne seriyor. Bereketli Çukurova toprakları; varlıklının cebini fukaranın gözyaşını zenginleştirirken adaletsizliğin kol gezdiği, körpecik bedenlerin ucuzlaştığı, kurtlu ekmeklere hasret kalındığı anlara tanıklık ediyor. Canım Orhan Kemal, kalemine sağlık..
Bereketli Topraklar Üzerinde
Bereketli Topraklar ÜzerindeOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20205,8bin okunma
Reklam
496 syf.
·
Puan vermedi
“Açlık” tan sonra tanımak istediğim yazarın otobiyografik nitelik taşıyan bir başka kült eseri. “Bu dünya için fazla zayıfım.“ diyor ve bir arada yaşamaya uzun süre tahammül edemediği için ömrünü göçebe bir adam olarak yapayalnız sürdürüyor. 3 bölümden ibaret kitabın her bölümündeki ana kahraman aynı. Olaylar birbirine her ne kadar benzese de hiçbiri yazarın ormana, doğayla iç içe ortamlara inziva isteğine engel olamıyor. Sevmeye, sevilmeye hep geç kalmış Knut Hamsun. Hem kitaplarında hem de yaşantısında.
Göçebe
GöçebeKnut Hamsun · Timaş Yayınları · 2020526 okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
Kısa kesmişler de “Uzun Hikaye” oluvermiş adı. O kadar “biz” ki.. Hala işimize gelmeyen kişileri iftira ile karalarız Komünist Ali yaftası gibi. Hala haksız kazancımıza taş konulunca gücümüzle ezmeye çalışırız o taşı koyanı. Hala mazlumun yanında olunca biz de mazlumlaşırız, yalnız bırakırız destek olanı. Bu topraklarda mazlumun ahını alandan o ah, aheste aheste çıkmıyor anonimde olduğu gibi. Kısa, sıcacık, hüzünlü; gerisi “Uzun Hikaye.” Kitapla kalın.
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
400 syf.
·
Puan vermedi
·
31 günde okudu
Öncelikle bu incelelememi, kendisine karşı beslenen aşkları ve kendisinin beslediğini zannettiği aşkları öven başkahraman Felix eleştirisi şeklinde yapmadan edemezdim. İncelememi yazarken kadın okuyucu ile erkek okuyucu arasındaki anlama farklılıklarının kitap görüşleri üzerindeki etkisini yordamak amacıyla bu platform üzerinden de cinsiyet
Vadideki Zambak
Vadideki ZambakHonore de Balzac · Panama Yayıncılık · 202042,3bin okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Son sayfasını gözyaşlarıyla kapattığınız kaç kitap oldu? Ben bitirip raftaki yerine koyarken dahi kendime hakim olamadım. Zulme karşı kaç türlü mücadele vardır? Ya da zulüm denince akla sadece fiziksel acıyı getirerek ruhumuza çok mu haksızlık ediyoruz? Bu kitapta fiziksel zulüm de fazlasıyla mevcut. Ama onun karşısında dik durmaya çalışan, saygı
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,3bin okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Birbirinden buruk, birbirinden hüzünlü ve birbirinden sürükleyici 16 öykünün bulunduğu; Sabahattin Ali’nin önsözde “İyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim.” notunu düşerek eleştiriye ve yoruma açtığı derleme bir eser. Özellikle bazı öykülerin başına taç takmak istedim. Yazar öykülerini 3 kategoriye ayırmış. Birinci kategorideki öyküler aslında en sevdiklerim. Daha çok bireysel konulara dönük bu öykülerde sanata, aşka, düşünmeye sevkeden karakterler ve olaylar örüntüsü şeklinde bir araya getirtilmiş. İkinci kısımda ise dönemin koşullarını, halkın maddi sıkıntılarını, haksızlığa maruz kaldığı için hapse giren köylüleri, yaşam mücadelesi verirken kana bulanmış çiftçileri görmediğimiz ya da görmek istemeyeceğimiz hayatın en çirkin yüzüne maruz kalmış Anadolu insanı öyküleri yer alıyor. Üçüncü kısımda ise devlet idaresinde yer alan makamların kişisel çıkarları uğruna mevcut görevlerini ne kadar haysiyetsiz ve çirkince kötüye kullanabileceklerini gözler önüne seriyor. Özellikle ikinci ve üçüncü bölümdeki öyküler birbirine benzeyen, okuyucuyu şaşırtan ve sorgulamaya sevk eden nitelikli yapıya sahip. Değirmen öyküsündeki Atmaca ise gönlüme taht kurdu. Her birini hiç ara vermeden okumak isteyeceğiniz öykü dizisi halinde nadide bir Sabahattin Ali klasiği… Tavsiyedir.
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Venedik Yayınları · 201944,7bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Adından da anlaşılacağı üzere yazarın sizi çıkarmak istediği zaman yolculuğuna bu kez Wells ile beraber çıkıyorsunuz. Bu kez diyorum çünkü daha önce George Orwell'ın 1984 adlı eserini ya da Ray Bradbury'nin Fahrenheit 451'ini okumuşsanız aynı ütopik evren üzerinde seyahat ediyormuş hissine kapılırsınız. Gelecek tahmini deyince yazarlarımız aklına daha çok distopik yani baskıcı bir yönetim sistemi ile beraber hazıra alışan, düşünme ve sorgulama yetilerini kaybeden, daha az sözcükle daha az duyguyla hayatını sürdüren, teknolojiyi istediği alanda sınırsız kullanabilirken bireysel ihtiyaçlarında bağımlı hale gelen nesil tahminleri geliyor. Ürkütücü mü? Evet. Geleceği tahmin ederken herşeyin daha gelişmiş ve kolaylaşmış olma durumunun insan üzerindeki olumsuz yansımalarına dikkat çekiyorlar bence bir bakıma. Yukarıda adını verdiğim iki eserde bu ürkünçlüğü daha fazla hissetmiştim. Zaman makinesindeki dünya uykularımı kaçırmadı 1984 ve Fahrenheit 451 kadar. Yaşadığımız dünyayı sorgulamak, farkındalığı arttırmak, geleceğe hazırlamak üzerine yazarın güzel ve önemli tespitleri ile karşılaşacaksınız. Anlatımın alıcılığına ayrı bir parantez açarak basite indirgenmemiş dili ve özenle seçilmiş sözcükleri ayrıca beğendiğimi ifade etmeliyim. Tavsiyedir.
Zaman Makinesi
Zaman MakinesiH. G. Wells · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201928,8bin okunma
392 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Bir kitabın yazılış amacı nedir? Eser illa bir mesaj vermek durumunda mıdır? Ya da edebi zevki tatmin etmek mi amaçlanır? Yazılan her cümlenin gerçeklikle ilişkisi hangi düzeyde olmalıdır? Hadi bu soruları bu eser üzerinden cevaplayalım. Benim için kitabın yazılış amacı nesile adını duyduğumuz ama hakkında pek az bilgi sahibi olduğumuz Barbaros
Efsane
Efsaneİskender Pala · Kapı Yayınları · 202014,4bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Alegori nedir? Hayvan Çiftliği adlı eser bu sorunun en iyi tanımını yapan eser. Okuyan herkesin kendini çiftliğin bir üyesi zannetmesi, gerçek hayattaki düzenle taban tabana benzerlikler içermesinin çok doğal bir göstergesi. Başkaldırıyı görmeyi her umduğum olay kertesinde yaşadığım hayal kırıklığı bile çok tanıdık. Toplumun bir bireyi olarak yaşanılan her değişikliğe uyum sağlama konusunda hayvanlar kadar hafızanın unsurlarından daha üstün saysak da kendimizi aslında kabullenme noktasında pek de bir farkımızın kalmadığını fark ediyorum. “Stalin’e Başkaldırı” yorumları ortak kanı olsa da yapılacak baskılara karşı oluşturulan korku çemberi her alanda elimizi kolumuzu bağlıyor. Aslında haksızlığın bilincinde olup sessiz kalışa her zorlanışımız, Hayvan Çiftliği’ndeki hayvanların maruz bırakıldığı zorbalıkla eşdeğer. Sadece 2 günümü aldı okumak. Okuyamadığım her anımda ise zihnimin bir köşesini meşgul etti “ Ne yapılabilirdi, Ne yapılacak?” sorularıyla. Yazarın hayatını da okuyunca ilgimi diğer eserlerine vererek okuma serüvenimi devam ettirmem gerektiği kararını verdim. Okumak isteyen her dimağa şiddetli tavsiyedir.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246,2bin okunma
247 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Gerçekliğe oturtulmuş, kişisel hataların birçok canın ölümüne sebep olmasına dayandırılarak yazarın ders vermeyi amaçladığı alışkın olmadığımız bir kurgu eser. Bazı yazarların çok bilinen eserlerinin yanında az bilinen eserlerini de okumaya dikkat ediyorum. Bende kazandığı yerin gerçekten her eserinde hakkını verebilmiş mi diye merakımı gıdıklar. Amin Maalouf da o yazarlardan biri. Doğu coğrafyasında yazmayı tarzı haline getirdiğini bildiğim için konu seçimi de kişiler de beni çok şaşırtmadı. Siyasi olarak tarafını bilmediğim ama bu eserle de kendi kişisel eğilimleri hakkında daha fazla fikir edindiğim bir eser. Tanıos’un ortadan kayboluşuyla yarım kalmış bi son gibiydi. Ne yazar ne anlatıcılar kendi fikirlerinin ötesine geçmesine izin vermeyen bi son hazırlamış okura. Bölümler boyunca çok heyecanla okuduğum olaylar zincirinin sonunun ait olduğu yeri bulduğu kanaatinde değilim. Diline, üslubuna hayran olduğum bir yazarın kurgusunu daha güçlü noktalamasını beklerdim. Ama bu demek olmuyor ki yine kıyıda köşede kalan eserlerini göz ardı edeceğim. Eserlerini okudukça yazarları tanımak benim için ağır ilerleyen bir bulmacayı çözümlemek gibi. Bu bulmaca tüm eserlerine değin devam etmeli.
Tanios Kayası
Tanios KayasıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20216,3bin okunma
Reklam
536 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Az önce okudum son satırlarını. Sıcağı sıcağına içimdeki coşkuyu dökmem gerektiğini düşündüm yazıya. Zira kalbim kitabın ilk kapağını açtığımdaki heyecanımı defalarca katlamış olarak çarpıyor, küt küt atıyor hala. Film sahneleri olur hani. Göz pınarlarınız şenlenir, birkaç damla süzülmese de yanaklardan kirpiklere takılır kalır. İşte öyle bir içine girdim ki anlatılanların.. Film izlesem bu kadar etkilenmez, bu kadar benimseyemezdim. Defalarca kirpiklerimin engeline takılmadan yanaklarımdan süzüldü gözyaşlarım. Ve bu anlarımı bu cânım “Nar Ağacı” na kadar hiçbir film sahnesinde ya da sayfa arasında yaşamadım. Daha önce hiçbir eserini okumamış olmanın verdiği gafletle kaybettiğim zamanlar için ziyadesiyle de üzgünüm. Yazarın kalemiyle daha fazla haşır neşir olacağıma dair kendime söz veriyorum. Zehra oldum, Azam oldum, Sofya oldum.. Hatta en çok Settarhan oldum ve en çok da Settarhan olmayı sevdim. Etkisinden uzun süre kurtulamayacağımı bilerek kalbimin ve zihnimin en zarif, en güzel köşesine yerleştirerek bırakıyorum yerine. Her zaman baş tacım olarak kütüphanemdeki yeri, her zaman apayrı, her zaman en kıymetli olacak. Her özlediğimde tekrar sayfalarını karıştırıp hasret gidereceğim satır aralarında. Evet, anlattığım sadece bir kitap. Ve benim için kitap herşey; aile, dost, arkadaş, yoldaş..Okuyanlar heyecanımı, coşkumu çok daha iyi anlayacaktır. Henüz okumamışsanız okumak için daha fazla geç kalmamalısınız.
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,2bin okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
161 günde okudu
İki tane öyküye yer verilmiş bir eser. “Hangisi daha güzel?” Karar vermeyeceğim bir soru olurdu. “Cemile” istenilen forumlara oturmaya çalışan bir Türk kadını. Ama ne Cemile’nin ruhu ne tabiyatı bu formlara oturtmaya müsait değil. Olmak istediğin, herkesin olmasını istediğim seven sevdiği tarafından sevilen, ve bu uğurda her şeyi geride bırakıp gidebilecek kadar da gözü kara. Evli bir kadın olduğu için danyal ile yaşadıkları aşkın eğriliği doğruluğu eleştiriye açık gibi görünse de öykünün sonunda eşi Sadık’ın Cemile hakkındaki düşüncelerini ifade ediş biçimi Cemile’yi haklı çıkarıyor benim nazarımda. Benim sevdiğim kadınlar; kalbi seviyor, ruhu seviyor bedeni ya da mal mülkü değil. Ve cemile benim sevdiğim bir kadın olarak kalbime girmeyi başardı. Sultan Murat ise aynı topraklarda yaşayan cemile gibi aynı coğrafyanın kaderine mahkum olmuş, savaşa gidenin arkasından hayatta kalma mücadelesi veren bir kahraman. Çok isterdim bu öykünün de cemile gibi mutlu sonla bitmesini. Çünkü her iki öykünün de Kurgu değil yaşanmışlık izleri var satırlarında.Farklı topraklarda yaşamış bir yazarın anlatım biçiminin ve senaryolarının bu kadar bizden oluşu sanırım sadece Cengiz Aytmatov’a özgü bir ayrıcalık. Okuduğum her kitabı sevmek için çaba göstermiyorum aslında ama Cemile ve Sultan Murat’ın hikayesini her okura şiddetle tavsiye edebilirim.
Cemile - Sultanmurat
Cemile - SultanmuratCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20132,194 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Namık Kemal’in dönemin ahlâk anlayışına ışık tutan bir dönem romanı okuduğumu düşündüm her bölümünde. Bölüm başlarında içerik hakkında ipucu veren beyitlere yer vermesi gerçekten bir okur olarak hoşuma gitti diyebilirim. Okuduğum senaryo eminim ki birçok sinema filmine esin kaynağı olmuştur. İlk olması itibariyle yazarın taklitten uzak, özgün bir eser oluşturma gayesine duyarsız kalamayacağım. Yazarın isimler yerine kötü karakterden “kahpe”, iyi karakterden “iffetli” diye bahsedecek kadar taraflı olmasını sevemedim. Yaptığı tüm yanlışlara rağmen Ali Bey’in sürekli pişmanlığını dile getirdiği, Dilaşup’un sonsuz sadâkatinin kaybetmeye mahkum olduğu bölümleri içim yanarak okudum. Hatta çoğu zaman bu kadar acı fazla geldi, okumaya ara verdim. “İlk” olan hiçbir şeyi eleştirmek pek huyum olmadığı üzere kendinden sonraki nesil için öncü nitelikte olması, romantizm akımının Türk edebiyatında vücut bulmuş hali olan eser, çağdaşlarının eserleri için de bir örnek teşkil ettiğini düşünüyorum.
İntibah
İntibahNamık Kemal · Ren Kitap · 201839,4bin okunma
211 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Kendileriyle satırlar arasında tanışmadan önce yaşadıkları aşkın daha şiddetli olduğunu düşündüğüm bir hikayeydi okuduğum. Aşklarını imkansız kılan sebebin aileler arasındaki düşmanlık olması, hatta aşklarının ölümleriyle beraber öğrenilip yaşatılmaya çalışılması neredeyse boşu boşuna ölmüş oldukları izlenimini uyandırıyor. Aşk denilince halk hikayelerindeki Tahir ile Zöhre’nin, hepimizin en çok bildiği Leyla ile Mecnun’un samimiyetini arıyorum hep. İmkansız oluşuna beni daha çok inandıran hikayeler bizden olduğu için mi bu kadar yakın ruhuma bilemiyorum. Her ulusun edebiyatına fazlasıyla açık olmakla beraber aşk hikayesi denilince kendi edebiyatım daha ölümsüz geliyor. Dünya edebiyatı eserlerinin daha çok varoluş çabasını ortaya koyuş biçimini seviyorum sanırım. Velhasılkelam kitaptan bir lezzet alıyorum, her kahramandan bir Romeo ve Juliet’ten aldığım gibi. Her son satırı okuyuşumda iyiki okumuşum diyorum..
Romeo ve Juliet
Romeo ve JulietWilliam Shakespeare · Tropikal Kitap · 201960,3bin okunma
134 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Sabahattin Ali’yi zirveye çıkaran sayfalar... Sahip olduğu gerçekliğe okuru davet ederken her bir sayfasında anlatılana aitlik hissi uyandıran benzersiz ifadeler... Neyse, kalbini sağlam tut! Tüm öykülerden alınabilecek en naif, en derin tavsiye. Özellikle “ ÇİRKİNCE” ve adının “ŞİRİNCE” olarak değişirken mekanın ironik şekilde değişikliği aksi yönde gerçekleştirmesi en çok etkilendiğim bölümdü. 1947 lerin hikayeleri hala ne kadar canlı yaşadığımız hayatta? Günümüz okurunun dahi kendini içinde bulduğu olaylar zinciri Sabahattin Ali okuma isteğinizi arttıracak.
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Karbon Kitaplar · 201956,4bin okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Zamanın unutturduğu, yaşam temposunun görmezden gelmeye alıştırdığı gerçekleri okura sunan; sıradan insanların soluk alıp verişlerini fark eden ve ettiren, geçmişe gömülüp gelecekte sıradanlaşmış gerçekleri gözler önüne sermiş Ahmet Murat. Her denemeden kendime pay çıkardım ve her biten denemeyi bitirdiğimde beni sona yaklaştırdığı için üzüldüm. Farkındalık kazandırmak adına herşeyden bahseden ve mantıklı çıkarımlar sunarak okunan, yazarın “ben”inde kendimizi bulduğumuz, bazen kaybolduğumuz yazılar...
Belki de Üzülmeliyiz
Belki de ÜzülmeliyizAhmet Murat · Profil Kitap · 20171,042 okunma
Reklam
283 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Mustafa İnan gibi bir efsaneyi tanıtması bakımından “iyiki okumuşum” dedirten bir eser. Cümlelerin sağlamlığı ve dilin akıcılığı okurken alınacak edebi zevki arttırıyor. En beğendiğim kısmı ise kitabın sonunda Mustafa İnan’a ait fotoğrafların yer alması. Fakat mekanik vb. alanla ilgili olarak okuyan kişiye hitap etmeyecek derecede bilimsel terimlerin ve durumların açıklanma çabası, okuyucunun satırlar arasında kaybolmasına ve zihninin konudan uzaklaştırıyor. Bir deha sahibi Mustafa İnan’ı tanımak bir çok gence meşale olacak yaşantısı bakımından tanınmaya ve üzerine kitap yazılmaya değer...
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnanOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202017bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bitti dediğimiz, ümitlerimizi tükettiğimiz yerden yeni bir sayfa açılıyor hayata. Normal olan herşey düzenin bir parçasıyken farklı olanı toplumun dışına itelemek geçmişten beri süregelen bir inanış ve davranış biçimi. Herkese benzemeyen “deli” diye tabir edilirken Veronika’dan, Zedka’dan, Mari’den ve Eduard’dan birşeyler öğrenirken bulacaksınız kendinizi. Herşeyin yerli yerinde ve tam olması yetmiyor bazen mutlu olmaya.İnsanların mutluluk olasılığı ne kadar yükselirse mutsuzlukları o kadar artıyor aslında. Kendin olabilmek, başkalarının beklentilerini yerine getirmekten daha mühim vesselam.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 201577,2bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
En özgür zannettiğimiz uçurtma da bir ipe ve bir havanın varlığına mahkum. Aslında özgür olabilmek için kaybolmak gerekiyor belki de. Nevin sonunu bilmediği yolculuğa çıkarken geride kendisini, kendi kararlarına saygı duyarak yaşamayı öğreten babasını geride bırakıyor. Aslında geleneksel baba-kız ilişkisinin tersyüz edildiği güzel bir örneklem sunmuş Sait Faik. Aynı günde başkayıp bitirdiğim kitaplar. Sait Faik’i tanımak için de en doğru tercih bence.
Kayıp Aranıyor
Kayıp AranıyorSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,6bin okunma
111 syf.
10/10 puan verdi
Yabancı
Kahramanın baktığı nesnel pencere ve kendi yaşadığı olaylara rağmen duygusuzluğun zirvedeki boşvermişliği, okuyanda çabaya girme isteği uyandırıyor. Hiçbir isteğin tutkuya dönüşmemesi, hiçbir üzüntünün gözyaşına sebep olmaması aslında yazar üzerinden günümüz insanlarının yaşama algısına ışık tutuyor sanki. Sevgiye, hüzne, heyecana, çaresizliğe, inanca ve yaşama isteğine karşı yabancılığın somut karakteri Mersualt; okuyan herkesi biraz şaşırtacak biraz da onu düştüğü durumdan kurtarmak için sabırla çırpınmasını bekletecek
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,5bin okunma