Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hülya Kırcalı

"Bakın!" dedi kadınlara. "Buraya dikiş makinesi alacağım. Halı tezgâhı kuracağım. Çocuklarınız için iki üç beşik koyacağım. Radyo da var. Gelin işlerinizi burda yapın. Yeter ki kitaplığa ayağınız alışsın. Siz gelin ki, sizden görüp yarın çocuklarınız da gelsin. Biz de öbür uluslar gibi bir an önce ilerleyip uygarlık kervanına katılalım. Arkalarda kaldığımız yetmiyor mu?"
Reklam
Kadını erkeğin arkasına atan, onunla bir mecliste oturamayan, bir çatı altında kadın erkek birlikte bulunmak gerekince araya perde geren toplum hiç bu çağın toplumu olabilir mi?
Profesör Osman Ersoy yazısında, “Eşekli Kitaplık olayı ise dünyada yalnız bizde var!" diyor. İyi ki var. Olmasa delikanlı cezaevini boylamıştı!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
. Bir toplumun en büyük yerleşimden küçük yerleşimine kadar her yerinde kitaplıklar varsa, halk kitap okuyorsa, o toplum her işine yetip artacak parayı bulabilir. Akıl uyanmayınca kafa çalışır mı?
Sayfa 56 - LiteratürKitabı okudu
Sen ne dersin Sofie? Aslında içten içe doğru saymadığın şeyler yapıp duruyorsan, mutlu olabilir misin? Durmadan yalan söyleyen, hırsızlık yapan, başkalarına iftira eden çok insan var. Tamam! Bunun doğru olmadığını ya da istersen haksızlık olduğunu diyelim-biliyorlar pekâlå. Ama mutlular mı dersin? Sokrates mutlu olamayacaklarına inanmıştı.
Sayfa 82
Reklam
"Tanrılar hakkında bir şey bilmeme imkân yok. Çünkü pek çok şey böyle bir bilgiyi engelliyor. Konu çok zor ve insan ömrü çok kısa." Tanrı'nın olup olmadığını bilemeyeceğini söyleyen birine bilinemezci (agnostik) diyoruz.
Sayfa 75
Ama sonraki yöneticiler Kemal Paşa'nın getirdiklerini birer ikişer yok etmeye başladı. Eskiden cahillik fazlaydı; şimdi daha fazla. Gittikçe de artıyor.
Eğer insan karşılaştığı kara kedinin uğursuzluk getireceğine inanıyorsa, kadere de inanmış mı oluyordu acaba?
Herakleitos'un işaret ettiği bir başka nokta, dünyanın her zaman karşıtlıklar tarafından belirlendiğiydi. Hiç hasta olmasak, sağlığın ne olduğunu da bilemeyecektik. Hiç açlık çekmesek, tokluğun keyfini çıkaramazdık. Hiç savaş olmasa, barışın değerini bilmezdik ve eğer kış hiç gelmese, baharın da geldiğini fark etmezdik.
"Her şey akar" demişti Herakleitos. Her şey hareket halindedir ve hiçbir şey sonsuza dek kalmaz. Bu yüzden de "Aynı ırmağa iki kez giremeyiz". Çünkü ikinci kez ırmağa girdiğimde ben de değişmiş bulunuyorum, ırmak da.
Reklam
Tanrı'nın uzayı yaratmış olduğunu kabul edebilirdi, ama ya Tanrı'nın kendisi ne olacaktı? Kendi kendini boşluktan ve hiçlikten mi yaratmıştı? Yine Sofie'nin içinden bir şey karşı çıktı buna. Tanrı her şeyi yaratabilirdi, ama yaratıcı bir "kendi" olmadan önce kendini yaratamazdı ya! Öyleyse tek bir ihtimal vardı: Tanrı hep var olmuştu. Ama bu ihtimali zaten reddetmişti Sofie: Var olan her şeyin bir başlangıcı olmalı.
Bu dünyada bulunması ve şaşırtıcı bir masalın içinde yaşıyor olması tuhaf değil miydi?
...eninde sonunda herhangi bir zaman herhangi bir şey, boşluktan ve hiçlikten çıkmış olmalı...
Hülya Kırcalı
@Hulya_kircali·2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
1/10 kitap - %10 tamamlandı
1 kitap okudu
10 kitap
147 sayfa
1 inceleme
24 alıntı
26 günde 1 kitap okumalı.
1.681 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.